TAYYİP
@__2tayyip5__
𝑵𝑬 𝑴𝑼𝑻𝑳𝑼 𝑴Ü𝑺𝑳Ü𝑴𝑨𝑵𝑰𝑴 𝑫İ𝒀𝑬𝑵𝑬
▪︎𝑴𝒖𝒕𝒍𝒂𝒌 𝒉𝒂𝒌𝒊𝒌𝒂𝒕𝒊𝒏 𝒅ö𝒏𝒎𝒆𝒛 𝒅𝒂𝒗𝒂𝒄ı𝒔ı 𝒐𝒍𝒂𝒄𝒂ğı𝒛...
İstanbul
9 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
İlim Nasıl Elde Edilir
İbn Medenî şöyle demektedir: Şa'bî'ye denildi ki: "Bütün bu ilmini nasıl elde ettin?" O da,
"Birine güvenmeyip şehir şehir dolaşarak, eşek gibi sabrederek¹4 ve karga gibi erken davranarak 15" diye ce- vap verdi.
14 İfadenin doğrusu burada geçtiği gibi eşek sabrıyla şeklinde- dir. Tezkiretu'l-Huffâz'da, ruhsuz bir beden gibi (cemâd)', Siyeru A'lami'n-Nubela'da, 'güvercin sabrıyla" şeklinde gelmiştir. Bunların her ikisi de tahriftir! Zîrâ 'eşek sabrı' darb-ı meseldir.
15 Hatib el-Bağdâdî, el-Câmi li Ahlâkı'r-Râvî ve Âdâbi's-Sâmi'de (II, 183) Hammåd er-Râviye'den şöyle rivayet etmektedir: "Araplar şöyle diyordu: Dört şey bizim ilgimizi çekmiştir: karga, domuz, kö- pek ve kedi. Karga erkenden çabucak davranması ve gece olmadan da süratle geri dönmesiyle..."
Sayfa 20
İlim
"İlim öğrenen geciktirmeden gençliğini ve vakitleri- ni ilim tahsiliyle geçirmeli, erteleme ve beklemenin tu- zaklarına aldanmamalıdır. Çünkü herhangi bir karşılığı ve telâfisi olmayan her ânı ömründen geçip gitmektedir. Ayrıca gücü yettiğince kendisini oyalayan meşguliyetler ve alâkalardan, tam olarak öğrenmesine, çok çalışmasına ve tahsildeki ciddiyetine mânî olan şeylerden kendi- sini uzak tutmalıdır. Çünkü bütün bunlar âdeta ilim yol- cusunun yolunu kesen eşkiyâ gibidir.
Bu yüzdendir ki selef, ilim için eş dostun içinden gur- bete çıkmayı, memleketten uzaklaşmayı güzel karşıla- mışlardır. Çünkü düşünce dağıldığı zaman hakikatlere ve gizli inceliklere nüfuz edilemez. Bunun için "Sen ilme her şeyini vermedikçe o sana bir kısmını bile vermez." denilmiştir.
Sayfa 18
"9 yaşında ata bindim; yalan olmasın, bi daha inmedim. her binişimde büyüdüm ve her inişimde küçüldüm. at benim gözümde, insan ruhundan yere damlayıp şekillenmiş ve sonra insanı sırtına almaya gelmiş bir müjdecidir: Zafer, fetih ve asâlet müjdecisi..."
Üstad Necip Fazıl Kısakürek
Okur Takip Önerileri
Lisan uydurma, onunla anlatılan tarih masal,
kahramanları ise sahte.
Meydan yerine çıkacak Müslüman Gençler o derece kararlı olacak ve o derece açık konuşacak ki, ifàdeleri, bir cihetle Kralın sarayında,
"Bizim Rabbimiz yer ve göklerin Rabbi olan Allah Azze ve Celledir." diyen Ashab-ı Kehf'in imanı gibi yankılanacak.
Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
Bazı geriden gelen, yüz bin devir ilerde!
Üstad'ın bu ifadesine göre, bugün Müslümanlar
medeniyet yürüyüşünde her ne kadar geride görünsede, gerçekte tur farkıyla çok öndedir.
"Bu kadar günahımıza rağmen yeryüzünde yürüyebilmemizden daha büyük kerâmet mi olur?"
Şah-ı Nakşibend Hazretleri
Üstad, Müslüman Gençliği "Mekân Bendedir"
şuuruyla hareket etmeye ve "Andolsun ki, Tevrât'tan
sonra Zebur'da da yazmışızdır ki arza (ancak) salih
kullarım mîrasçı olur."" âyeti çerçevesinde yeryüzüne
hakim olmaya, bunun için de iman ve amel-i salihi kendilerine azık edinmeye davet eder.
"Zaman bendedir." şuuruna
sahip olanların, uykusuz gecelerde alınları gibi, ruhları ve fikirleri de terler. Bu yüzdendir ki, istikbâl sarayda yaşayan, hikâyesi ölümle biten adamda değil,
ölümle dirilen, her neyi varsa onu dünyadan Ahirete
taşıyan mümindedir.
Üstad'a göre gerçek hürriyet, istikametleri Cennet
olan Sonsuzluk Kervanında olmak ve bunun için yeri
geldiğinde bedel ödeyebilmektir.
Sonsuza Varmak
"Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda bir gençlik"
Sayfa 21Kitabı okuyacak