Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sılam

"... ona giderse onu yine üzecekti... birine bu kadar yakınlık hissedip uzak kalmak zorunda olmak nasıl bir cehennemdi?!"
Reklam
"En büyük devrim her şeye rağmen yaşamaktı. Gülmek ise her karanlığa şafaktı!"
"Kadını toplumda bitirmeliyiz! Haksızlaştırmalı, sahipsizleştirmeli, önemsizleştirmeliyiz. Çünkü annesi köle olan bir çocuk zaten köle doğar."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Söylenmiş yalanlara hayretin olmadığı yerde adalet biterdi, o yerler hep cehennemdi."
"Onların başına gelenleri anlatmaya karar verdim. Çünkü ancak hikâyesi anlatılan insanlar var oluyordu."
Sayfa 481Kitabı okudu
Reklam
"Bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba? İlk âdet gördüğünde mi, saçına ilk ak düşünce mi? Bence hiçbiri değil. Bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini. Son nefesini içi arzularla, heyecanlarla dolu bir kız olarak verir. Ama değişim yaşar. Hayat o kızı sürekli değiştirir ve bu değişimlerin hiç şaşmayan bir aktörü vardır: Bir erkek."
Sayfa 460Kitabı okudu
"Çünkü kadınlar ne kadar güçlenirse güçlensin burası 'erkek' bir ülkeydi"
"Kızlar, yalnız ve bağımsız olmanın erdemlerini sayıp döktükten sonra sürekli olarak erkeklerden konuşuyorlar. Sözler hep aynı: Kadın soyu, yüzyılların esaretinden kurtulup kendi ayakları üstünde durmaya başlamış, bu yüzden evlilik denilen şey çökmüş, artık kadınlar daha eğitimli, daha üstünmüş, bu durum erkekleri son derece tedirgin ediyormuş, iki yüz yıl sonra erkek kalmayacakmış, kadınlar erkeklere gerek kalmadan bölünerek doğuracakmış falan filan."
"Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra, sarılmanın ne anlamı kalır!"
"Sanat yalnızca çalınmış anlarda yaratılmak için düşünülmemiştir."
Reklam
"Ve yaşlı kadınlar suya indiler, uzun gümüş saçlarını çözdüler. Ve genç erkekler derin yeşil suyu avuçlarına alıp taçyaprakları gibi kızaran genç kızlara fırlattılar. Erkekler süt sağmayı sadece temiz havayı içlerine çekmek için bıraktılar. Ve yaşlı erkekler, savaşın ne kadar uzun ve hayatın ne kadar kısa olduğuna dair öyküler anlattılar."
" Örneğin, yeteneklerin kabullenemediği ailelerde büyüyen kadınlardan çoğu zaman, hem de tekrar tekrar, çok parlak başarılara imza atmaları istenir; kaldı ki, bunun kendilerinden neden istendiğini de bilmezler. Ailelerine değer olduklarını kanıtlamaya çalışırken üç tane doktora yapmaları, Everest Tepesi'ne tırmanıp inmeleri ya da her türden tehlikeli, zaman tüketici ve para yiyen girişimin altına girmeleri zorunluymuş gibi hissederler."Şimdi beni kabulleniyor musun? Hayır mı? Pekâlâ (iç çekme), o zaman şunu seyredin" "
"Ranchoslu yaşlı bir büyücü kadının bana anlattığına göre, La Que Sabe, kadınlar hakkında her şeyi biliyordu. Yine, La Que Sabe, kadınları kutsal ayağının tabanındaki bir kıvrımdan yaratmıştı:Kadınların bilgili yaratıklar olmasının nedeni budur, çünkü onlar aslında her şeyi hisseden taban derisinden yapılmışlardır. Bu ayak derisinin hassaslığı düşüncesinin gerçekçi bir yanı vardı, çünkü Kiche kabilesinden eğitim görmüş bir kadın bir keresinde bana ilk ayakkabısını yirmi yaşındayken giydiğini ve hâlâ con los ojos vendados [gözleri bağlıyken] yürümeye alışamadığını söylemişti."
"Böyle bir devletin yöneticileri geçmişte firavunların ya da sezarların bile olmadığı ölçüde mutlaktır. Münasip kaçmayacak kadar çok sayıda takipçilerinin açlıktan ölmesini önlemekle yükümlüdürler,..."
Sayfa 208Kitabı okudu
"Gelgelelim zenginlik artışının genele yayılmasının hiyerarşik toplumu yok etme tehdidi yarattığı da, hatta bir bakıma yok ettiği de çok açıktı. Herkes için çalışma saatlerinin azaldığı, herkesin karnını doyurabildiği, banyosu ve buzdolabı olan evlerde yaşadığı, bir otomobile hatta bir uçağa sahip olduğu bir toplumda en bariz ve belki de en önemli eşitsizlik biçimi zaten kaybolmuş demektir. Zenginlik yaygınlaştığında bir seçkinlik anlamı taşımayacaktır. Hiç şüphe yok ki kişisel eşyalar ve lüks mallar anlamında zenginliğin eşit olarak dağıtıldığı, iktidarın ise küçük bir ayrıcalıklı kastın elinde kaldığı bir toplum hayal etmek mümkündü. Ama pratikte böyle bir toplumun uzun süre istikrarını koruması olanaksızdı. Boş vakit ve güvenlik hakkında herkes aynı ölçüde faydalanırsa, normalde yoksulluktan aptallaşmış olan çoğu insan okur yazar olacak ve kendi başlarına düşünmeyi öğreneceklerdir; bunu başarırlarsa da ayrıcalıklı azınlığın hiçbir işlevinin olmadığını, onları kolayca tasfiye edebileceklerine eninde sonunda anlayacaklardır. Uzun vadede hiyerarşik bir toplum ancak yoksulluk ve cehalet sayesinde ayakta kalabilirdi."
Sayfa 199Kitabı okudu
154 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.