Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf

Yusuf
@_gnothiseauton
"Ne alimlere karşı övünmek, ne cahillerle münakaşa etmek ve ne de meclislerin seçkin köşelerinde yer almak için ilim tahsil etmeyiniz. Kim böyle yaparsa cehenneme müstehak olur." -Hz. Muhammed (s.a.v) 》
Günümüzde ergenlerde rol karmaşası oldukça sık görülmektedir. Çünkü anne babalar, öğretmen; öğretmenler, anne baba olmaya başladı.
Kanon
Reklam
patladım
Bizi ülkü ocaklarına davet ettiler. Biz de neden olmasın diyerek gittik. Bu gidişten iki gün sonra artık biz kumaş pantolon, gömlek giyen, turanı gerçekleştirecek bozkurt neferleri olmuştuk. İki ay içerisinde bir çan eğirisinin bir ucundan diğer ucuna savrulmuştuk. Artık yeni hit kavramlarımız "komünizm, devrim, sosyalizm" yerine "ülkü, turan, bozkurt, ötüken" olmuştu.
Kanon
Popüler tarih
Ortaylı'nın "popüler" eserleri çok yaygın olarak okunuyor diye onun akademik yayınlarını değil, popüler seviyedeki eserlerini çalışmama konu edinmiştim. "Hiç okumaz denen insanlar 'tarih' okuyorlar ama ne okuyorlar?" şeklinde bir soru vardı kafamda. Tabii ki sadece Ortaylı'nın popüler eserleri için değil, başkalarının yazdıkları için de sorduğum bir soruydu bu. Son kertede disiplin olarak tarihi ve okuru ciddiye almamanın göstergesi olan hatalar önce beni şaşırttı. Defalarca sorgulayıp, teyit edip emin olduktan sonra yazmaya karar verdim.
DT - Dr. Hakan ErdemKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tenkitsiz kalan her disiplin vaş aşağı gider. Tarih haydi haydi gider. Tarih, çok kolaylıkla ideeolojik önceliklere alet edilebilen, günümüze ait bir görüşü savunmak için rahatça istimal ve suiistimal edilebilen bir disiplin.
DT - Hakan ErdemKitabı okuyor
1951'de Yılmaz Öztuna'nın 5816 kanunu öngörüsü
"Bugün Garb milletleri, kendi kitlelerinin büyüklüğü ile mütenâsiben yetiştirmiş oldukları milli liderlerini, alabildiğine tenkid süzgecinden geçirmekle meşguldür. Ancak böylece "hakikat"e vasil olabilmek imkânı mevcuttur. Bir millet, yakın mazisinin tarihini, uydurma tarih kitablarından okursa, bir devrin tarihini kaleme almak veya bu mevzua malzeme temin etmek isteyenler kanunen susturulursa, O milletin hangi maksatlarla aldatıldığına dâir, biraz derin düşünmesini bilen kafalarda, acı bir sual yer etmez mi? Ve hiçbir hukuk sistemni bu şeraitin (şartların) hüküm sürdüğü memlekete, "demokrat" vasfını verir mi? Kaldı ki, bu kanun tasarısı kabul edilirse, Türkiye'de hangi zümrelerin borusu öttüğünü, dosta ve düşmana artık tam manasıyle teşhir etmiş bulunacağız demektir."
DT - Antidemokrasinin Şaheseri: Atatürk'ü Koruma Kanunu; Yılmaz Öztuna (1930-2012)Kitabı okuyor
Reklam
Nihal Atsız
Atsız'ın 50'lerde yaptığı "Kemalizm denilen muazzam safsata kökü dışarıda olan bir ucubedir" tespiti çöpe atılmış, yazarı 'tehlikeli' fikirlerinden arındirılarak bir kült haline getirilmiş ve "Dalkavuklar Gecesi" gibi Kemalizmi yerden yere vuran hicivleri birer masal kitabi gibi okunur olmuştur. Bugünkü Atsiz; diyardan diyara sürülmüş, mahkemelere verilmiş, sokaklarda yuhalatılmış anti-Kemalist kimliğinden uzaklaştırılarak Türklüğü övmekle meşgul bir Şamanist'e indirgenmiştir. Hâlbuki Osmanlı padişahlarına, hele Sultan Abdülhamide söz söyletmeyen, Atatürk'ün liseler için yazdırdığı tarih kitabını sağlığında tenkid etme cesaretini gösterebilmiş nadir serdengeçtilerdendi.
DT - Mustafa ArmağanKitabı okuyor
Kural-Kuralsızlık
İnsan, kurallar için değil, bir amaç için yaşar. Ama bu amacına ulaşmak için en uygun yöntem ve kuralları dener. Kesinlikle elverişsiz olduğu saptanan kuralları değiştirmeyi dener. Aşırı kuralcılık ya da kuralsızlık, iki uçtur. Gerektek kişi, gerek toplum, esasları kolayca değişmeyen, fakat her şart ve duruma cevap veren bir kurallar sistemi içinde gelişir, yaşar ve düşüşten kurtulur Ancak, kurallar, bağlı olduğu ilkelerin ruh, düşünce ve duyarlık özünden mahrum olarak kaskatı şekiller halini alırsa, çoğu kez, onlardan beklenenin tam tersi bir düzen, daha doğrusu bağrında anarşi ve terörü firsat beklemek üzere saklayan bir düzensizlik tabanı oluşturur.
Diriliş - y.t.1983Kitabı okuyor
Bir toplum, sorumluluğa duyarlı insanların topluluğu olduğu sürece yükselir ve yücelir, sorumluluktan kaçanlar fazlalaştıkça da düşer, geriler.
Diriliş y.t.1983Kitabı okuyor
Sabır, inancın bir parçasıdır. İnançtan doğar, inançla yaşar. Ondan beslenir ve onunla güç kazanır. Sabrı siz her işe ve her programa dahil farz etmelisiniz. O, söylenmese de her gerçekleşecek planın ilk maddesi, ana maddesi, her gündemin gündemden hiç çıkmayan, bu sebeple anılmasına gerek olmayan temel maddesidir.
Diriliş y.t.1983Kitabı okuyor
Haziran 1983 tespit, 7 Ekim 2023 İcraat
Batı'nın Doğu'ya gerçek anlamda yaklaşması, Doğu'nun Batı'ya şimdiki yoz yaklaşmasını da düzeltecektir. Ancak, İnsanlığın bugünkü karanlık gidişini böylesine aydınlık bir yöne çevirecek olan nesil, inancıma göre, yine de Doğu'da, İslam ülkelerinde görülecek köklü bir çıkış ve diriliş sonucunda boy gösterecektir.
Diriliş y.t.1983Kitabı okuyor
Reklam
Seçilmişlik
Seçilmiş halk fikri, tarih açısından çocuksu bir iddiadır, zira bütün halklar yazdıkları kitaplarda, kendilerini seçilmişlik imtiyazına sahip kimseler olarak göregelmişlerdir. Öyleyse niçin sadece tek bir halkın kitabında yazılana inanılsın ki? Seçilmiş halk fikri, siyasi açıdan cânice bir iddiadır, zira bu fikir saldırganlıkları, yayılmacı hareketleri ve tahakkümleri her zaman kutsayagelmiştir. Seçilmiş halk fikri, ilahiyat açısından kabul edilemez bir iddiadır, zira "seçilmişler"in olması "dışlanmışlar"ın da olmasını gerektirir. Şu halde böyle bir masala dayandığını iddia eden her siyaset, ötekini inkâr etmeye ve reddetmeye götürür.
Timaş
Bir kere daha hatırlatalım ki bizim tenkidimiz, doğrudan doğruya siyasi siyonizme yöneliktir. Çünkü siyasi siyonizm, "seçilmişlik" -buna ("holokost"un siyasi istismarı konusunda daha önce gösterdiğimiz gibi) "ıstırapla gerçekleşen bir seçilmişlik" de dahildir- konusunu, sömürgeci bir üstünlük yönünde kullanarak istismar ediyor.
Timaş
Ariel Şaron, Guş Etzion adlı yerleşim biriminde yabancı Yahudi heyetleriyle yapılan bir toplantıda: "Kendi dışımızda kalan dünyadaki herkesten bizim her şeyi isteme hakkımız vardır... Yahudiler olarak bizim hiç kimseye borcumuz yoktur; bize borçlu olanlar başkalarıdır!" << Tayyip Erdoğan'ın Alman Başbakan Olaf Scholz'a söylediği vurucu ifade akıllara gelir: "Bizim İsrail'e borcumuz yok. Borcu olanlar rahat konuşamıyorlar." >>
Timaş
Holokost Tahakkümü
Nazi emperyalizminin Yahudilere ve diğer onca halklara karşı işlediği cinayetler, aslında bütün Batı emperyalizmin cinayetlerinin bir devamıdır. O cinayetler, on milyonlarca Amerikan Yerlisinin soykırımı, yanı sıra da Afrikalı Siyahların, Amerika kıtasına sadece on milyonu köle olarak sağ salim ulaştırılabilirken yüz milyondan fazlasının yolda belde ölmesi veya öldürülmesiyle başlamış câniliklerdir. Şu hâlde Hitler tarafından Yahudilere karşı yapılan soykırım, emperyalizmin ne ilk cinayetidir, ne de emperyalizmin en fazla kurban verdirdiği cinayettir. Dolayısıyla, Yahudileri bir "istisna" oluşturacak şekilde o toplu cinayetten bir "holokost" adı altında ayrıştırmaya kalkışmak, o soykırımların derin sebeplerini örtbas etmek ve bütün kurbanlarıyla birlikte Yahudilerin de o cinayetlerin kökenlerini kurutma konusundaki mücadeleye katılmalarına engel olmaktır.
Timaş
yahudi toprağı, yahudi emeği ve yahudi devleti.
"Klasik" (İngiliz veya Fransız tipi) sömürgecilikten tek farkı, yerli halkı ucuz işçi olarak kullanmak veya sömürgeci ülkenin ürünlerinin pazarı haline getirmek gibi bir sömürünün söz konusu olmamasıdır. Onun yerine söz konusu olan, Yahudi yerleşim birimleri açma sömürgeciliğidir. Amaç, sadece "yerliyi" sömürmek değil, onu yerinden ederek onun yerine geçmek, onu kovarak işini elinden almak, onu sürgüne zorlamak veya ülke içinde siyasi acze düşürmek, ırk ayrımcılığı yapmaktır. *İsrail'in siyasi siyonizminin parolaları da bunlardır zaten: Yahudi toprağı, Yahudi emeği ve Yahudi devleti.*
Timaş
240 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.