Şimdiki zamanın kendini sınırlayan, sınırları aşılmayan döngüsünde öğütülüyor muyuz olduğumuz yerde, yoksa buram buram kokacak güzelliği yedi kata yayılacak fidanlar mı ekiyoruz ömrümüze..
Güzelliği baş tacı etmeyen, insan ilişkilerinde ve kainatta her dem güzelliğin peşi sıra koşmayan, hayatı bir huşu ve haşyet duygusuyla taçlandırmayan kişi, bize dindarlığın alameti olarak neyi gösterebilir ?