Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mavila

Belki daimi bir öfke içindeyizdir ve kendimize yetemediğimiz için kendimizden,istediğimiz şeyi hiçbir zaman tam anlamıyla vermedikleri için de başkalarından intikam alıyoruzdur.
Reklam
Hüsran tahammül edilmez bir kendinden şüphe etme biçimiymiş.
“Başkalarının bizi değiştirmesine müsaade etmektense her şeyi yok etmeyi yeğleriz,zira hayatımızın başında birtakım insanların bizi nasıl değiştirdiğine dair güçlü hatıralarımız vardır…”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Pragmatik düşünenlere göre,kendi önümüze imkansız seçenekler koyarak hayatımızı imkansız hale getiririz.”
Travma çok önce gerçekleştiği için genellikle bizim bilinçli farkındalığımızın ötesinde bir yerlerde saklı kalmış hâldedir. Bir sorun olduğunu biliriz ancak "ne olduğu" yla ilgili kısmını anımsayamaz, tanımlayamayız. Bunun yerine kendimizde sorun olduğunu zannederiz, içimizde bir şeyin “bozuk veya eksik" olduğu kanısına varırız.
Reklam
Ben ezeli bir mağdurum, coğrafi kader, siyasi kader, biyolojik kader...Anlaşılmadım, anlaşılmadım, anlaşılmadım. Hayatını bir bozgunlar silsilesi. Hiçbir kavgam zaferle taçlanmadı. Ben ezeli bir mağlubum.
İdeolojik tercihlerimizde duygunun da payı olduğunu, fikrin oluşumunda sevgilerin, aynı zamanda kinlerin de etkili olabileceğini, hatta ideolojilerin "kinlerimize takılan maskeler" olduğunu söylüyor olması tesadüf değil.
Sanırım yaşayabilmenin bir yolu da, kötü alışkanlık denilip yaka silkilen şeylerden kendinize uygun olan birine saplanmak, bir şeyin tiryakisi olmaktır.
Birisinin ölümüne üzülmek bile,o kimse için bambaşka bir ölüm düşlediğiniz içindir.
Kim neyi arıyorsa onun tuzağına da yem oluyordu.
Reklam
Öğreniyorsun işte öğrenmeyi aklına bile getirmediğin şeyleri.
O bütün bunları yaşamış, unutmuş, sonra yine yaşamış ve yine unutmuştu, çünkü esas olan budur. İnsan bu yaşa kadar ancak unutarak yaşayabilir.
Bazen yekpare bir öfke duyuyorum, kendisi de yekpare görünen hayata. Evet işte tam burada, bu saatte devam eden hayata. Bu kadar zıt şey nasıl bir araya gelmiş, birbirini bulmuş?
“Yere çakılana kadar kanatlarımın olduğuna inanacağım.” Bu inanç yetiyordu ona. Zaten hayat da yere çakılana kadar yaşanan bir şeydi.
İnsanları bilmeliyiz, anlamaya çalışmalıyız, değil mi beyefendi? Yani konformist olmamayı, adetlerin, ahlakların, her şeyin sulp halde olmadığını, hatta taşın, toprağın bile aşınıp şekil değiştirdiğini bilmeliyiz.
1.296 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.