Meryem
Meryem
@_meryeem
10 Eylül 2007
47 okur puanı
Ocak 2022 tarihinde katıldı
Zeynep Sey'in kaleminden okuduğum ilk kitaptı ve söylemeliyim ki çok etkilendim.Açıkçası kitaba
başladığımda biraz tedirgindim ama gerçekten
yanılmışım beklediğimin üstünde bir kitaptı.
Oldukça özenle yazılmış ve insanla ilgili en önemlisi kendimizle ilgili gerçekleri görebilmeyi
aşılıyordu her bir cümlede sanki. Kendi içimizdeki
gücü keşfetmeye teşvik ediyordu tam anlamıyla.
İnsana yaşadığı gerçekliği sorgulatıyordu.
Kitap içerisinde #sıfır, #+bir, #-bir ve #sonsuz
bölümleri altında 40 güne şahitlik ediyoruz.Benim
en çok sevdiğim bölüm -bir oldu.Herşeyin
burada çözüldüğü ve heyecanla okuduğum
bölümdü.Karakter kadrosunun yoğun olduğu ve
sizi sıkmadan sonunu merak ederek okuyacagınız
bir kitap olduğunu da söyleyebilirim.
Kitabı ilkokul yıllarımda okumuş fakat yazarın neler söylemek istediğini tam anlamıyla idrak edememiştim. Yıllar sonra tekrardan yazarın neler demek istediğini gözden geçirmek isteyerek bu kitaba başlamıştım. İyiki de tekrardan okuma fırsatı yakalamışım.
Yazar'ın vurgulamak istediği şey 'büyümek'tir. İnsanların yaş aldıkça, büyüdükçe insani ve temel değerlerden uzaklaşmalarını, hatta yozlaşmalarını masum Küçük Prens'in gözlerinden bize aktarır. Birnevi bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasını ele almıştır.
Konusunun açık ve anlaşılır olduğunu düşünüyorum. Sadece çocukların değil, yetişkinlerin de okuması gerektiği bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Yazarın okuduğum ilk eseri ve okuyucuya karakterler üzerinden hisleri çok güzel yansıtabilmiş.
Kitabımıza gelecek olursak, baş karakterimiz olan Pervin; ince ruhlu,temiz kalpli, hayalperest olan gencecik bir kızdır.
Pervin daha gelmeden türlü hayaller kurduğu, emeller arzuladığı İstanbul'a gelince adeta bir hayal kırıklığı yaşıyor. Çünkü ne İstanbul Pervin'in hayalindeki gibi,ne de Pervin istanbul'a uyum sağlayabilecek biri.
Çünkü Pervin ruhunu kalbini her bir zerresini öyle bir aşkla öyle bir incelikle öyle bir zerafetle donatmış,öyle bir aşkla süslemiş ki onun o ince ruhunun karşısında herşey ve herkes adeta abes bir şekilde kalıyor. Karşılaştığı genç kızlar ve tanık olduğu evlilikler onu hayallerini kurduğu, düşlerini süslediği o beyefendiyi arama arzusuna biraz daha itiyor.
İlerleyen sayfalarda hayatının aşkını bulduğuna inanmaktadır. Gönlüne girip ruhunu etkileyen Behiç Bey'de gerek konuşmasıyla gerek ruhuyla toplumda ki düşünce şeklini savunmadığını gözler önüne sunmaktadır.
Fakat Pervin'in o ince nazif ruhuna dokunduğunu sandığımız Behiç Bey, sandığımız gibi ince ruhlu bir beyefendi değilmiş ne yazık ki.
