“…sanki sol kaburgamın altında bir yerde bir ip varmış da bu ip senin sol kaburgana sımsıkı bir kördüğümle bağlanmış. Öyle sanıyorum ki aramıza dağlar, denizler girerse bizi birbirimize bağlayan bu ip kopacak. O zaman da için için kanlarım akacakmış gibi bir kuruntuya kapılıyorum. Sana gelince… Sen hemen unutursun beni!”
Bu söz ile kalbime taht kurmuş bir kitap…
Doğruların için nelerden vazgeçersin ? Aldığın eğitim , inancın seni nelerden vazgecirir Jane bunu anlattı bana. Küçücük, güçlü , yıkılmaz bir iradenin kitabı bu ...
Öksüz ve yetim olan Jane 'in yaşadığı tutucu ortamda, kendini , kadın oluşunu nasıl kanıtladığı, tüm zorluklara rağmen her şeyin üstesinden gelen güçlü iradesi ve kadın bağımsızlığı anlatılmış kitapta.
İnançların ve doğru gördüğün her şey için savaşını, kalbini bile yok sayışını, düştükten sonra da yine ayağa kalkmanı. Hiç yılmadan pes etmeden , hayat sana ne gösterirse göstersin, hep devam etmeni çok sevdim. Örnek bir kadın kahramandın aklımda hep kalacaksın. İyi ki okudum seni.
Yazarın bazen okurla konuşması da beni çok etkiledi. Güzel bir bağımsızlık, aşk, kendini arayış, kendi başına ayakta durmanın çok güzel bir örneğiydi bu roman.