Gürsel Korat çağdaş yazarlarımızdan biri. Yeni yılda yeni bir yazar, yeni bir eser ile tanışmış oldum, "Unutkan Ayna" ile.
Roman 1915 yılının Haziran ayında geçiyor. Bildiğimiz tarihe damgasını vuran Tehcir Kanunu'nun farklı bir yansımasını okuyoruz kitapta. Zorunlu göç öncesi Nevşehir'de yaşayan Ermeni, Rum ve Türk vatandaşların 10 gününü anlatmış yazar. Dostluk da acımasızlık da millet, din, dil, ırk gözetmiyor. Tarihte acımasız yüreklerin yaptıklarını dostça yaşam süren masum insanlar çekmiş ne yazık ki. Balkanlardan göçe zorlanan Müslümanlar da ülkemizden gönderilen Ermeniler de aynı acıları yaşamış. Kitap güzel bir empati örneği bana göre. Yazarın akıcı dilini sevdim ancak esnaf ağzını yansıtmak için kullandığını düşündüğüm argo ifadeler beni biraz rahatsız etti. Ama bu küçük eleştiri kitabın değersiz olduğunu göstermiyor. Akışa kaptırıp okudum. Kirkor ve Memet'in dostluğu içime işledi diyebilirim.
Unutkan AynaGürsel Korat · Yapı Kredi Yayınları · 2016324 okunma
İdam cezasını kesinlikle reddeden Victor Hugo "Bir İdam Mahkûmunun Son Günü"nde bunu dile getirir. İdama mahkum olan bir gencin giyotin sehpasına gidene kadar yaşadığı tüyler ürpertici hissiyatı anlatır. Kitapta suç unsurunun ne olduğu belirtilmez. Aslında haklılık suçluluk aranmadan bir insanın acımasızca öldürelebilmesi ile halkın kayıtsızlığı eleştirilir. Eleştirilen bir diğer nokta ise yöneticiler ve toplum arası mesafe ve ayrıcalıklardır.
Kahramanın ölüm ile yaşam arasındaki gidiş gelişleri, korkusu, hayatta kalma isteği, geride bırakacaklarını düşündüğü anlar çok etkileyiciydi. Okurken günümüzde bile ne kadar da kolay ölüm istiyor insanlar demeden edemedim. Yazarın seçtiği cümleler ise bir klasik eser okuduğunuzu hissettiriyor. Kitabın ön sözünden bahsetmek isterim. Uzunca bir ön sözümüz var ki dönemin Fransa'sı hakkında fazlaca bilgi içeriyor. Eğer benim gibi esere geçmek için sabırsızlananlardansanız sonra okumanızı tavsiye ederim. Eseri idrak etmek için bilgilendirici bir ön sözdü diyebilirim.
Beğenerek okudum tavsiye ederim.