Sueda
@_su_eda_
bursa
4 Haziran
47 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Cimrilik, korkaklık ve hırs farklı huylardır ama Allah'a karşı suizanda birleşirler.
Hoyrat bir elin ağır darbesine de maruz kalmış zamane mü'minlerin ruh ikliminin, duygu dünyasının ve yaralı bilincinin henüz bir medeniyet(in yeniden) inşasına müsait bir kıvamda olmadığını...
Özellikle iç dünyalarda tamir etmemiz gereken çok yara, edinip özümsememiz gereken çok ölçü bulunduğunu...
Eğer bir ev imar etmeyi konuşuyorsa, eğer bir ev "İnsanlığı acaba risaletin mesajı ile nasıl tanıştırabiliriz? İnsanları koştukları cehennem ateşinden nasıl çevirebiliriz? İnsanları kula kul olmaktan kurtarıp Allah'a kul etmeye nasıl vardırabiliriz?" diye inliyorsa bilin ki o ev Erkam yürekli adamların evleridir. Bu evin silahları Kur'an'dır, ilimdir, irfandır, hikmettir, kitaptır, kalemdir, seccadedir, gözyaşıdır, merhamettir, sevgidir, müsamahadır ve duadır. Bu ev adı ve yapısı ne olursa olsun Dârü'l-Erkam'dır.
Okur Takip Önerileri
Yusuf aleyhisselamdan Bediüzzaman'a uzanan nuranî hat, atıldığı kör kuyularda manevî kördüğümlere dolanan ruhlarımız için bir menfez ve bir şifa sunuyor.
R. D. Laing'in deyişiyle 'şaşıya yol gösteren kör' durumundaki modern psikiyatrinin en 'baba' psikanalistlerinin sunamayacağı bir menfez ve bir şifa hem de...
Bedeni kuyuya atılan Yusuf'un ruhu, asla kuyuya düşmemişti. Onun bedeni, zindana da atıldı; ama ruhu asla zindanlara düşmedi.
İnfak, nifak, nefak yani tünel, hep aynı kökten gelen kelimeler; anlamı derinden ve gizli gidilen yol demektir. İnfak da böyle olmalıdır. İş reklama girerse onun adı infak olmaktan çıkmakta, Allah korusun sahibini nifaka doğru sevk etmektedir.
İşlenen her kötülük kalbi karartır. Kalp karardığında insan hakkı göremez, hak söze kulak veremez hale gelir.
Ne zaman motivasyonunuzun düştüğünü hissederseniz mazlum ve mağdur İslam coğrafyasına bakın. Oradan hikâyeler dinleyin, yüreğiniz parelensin, ciğeriniz yansın ki o sizi uyutmasın, kıymık gibi onların acısı içinizde zonklasın. Bu kadar ateş çemberi bir coğrafyanın ortasında hülyalara dalmanın alemi yoktur, gayreti kuşanmanın vaktidir. Çabalamamız lazım. Gayret etmemiz lazım.
Dünya sayısız çeldiricilerle, insanı yaratılış gayesinden caydırıcı sayısız fitne ile dolu. Ne mutlu imanı ve takvayı hayatında mihver edinmeyi başarabilenlere!
Bir insan Allah'la bağını kaybettiği an her şeyi düşman gibi görür. Her şeyle kavgalı olur.
İnsanların duaları insanların ufukları kadardır. Ufkun ne kadarsa duan da o kadardır. İnsanların duası, insanların şahsiyeti, hayatı, hayalleri hakkında fikir verir.
Takva günaha karşı kalkansa, tövbe de günahın kalpte oluşturduğu psikolojinin insanı boğmasına karşı bir kalkandır.
İnsanın kalbinde yer tutan olumsuz duygular, istiğfar ve pişmanlıkla tasfiye edilmezse insanın aklını, ferasetini, basiretini perdeler. İster sevgi ister nefret olsun ifrat ve tefrit düzeyinde her duygu insanın akıl ve iradesini gölgeler.
"Çalış dedikçe şeriat, çalışmadın durdun
Onun hesabına birçok hurafe uydurdun
Sonunda bir de 'tevekkül' sokuşturup araya
Zavallı dini çevirdin onunla maskaraya!"
Hakikate aşınalığımız vardır. Kalbindeki tozları üflediğinde bunu görürsün.Modern paradigma bizi esir aldı. Bizim gerçekten aklımız kilit altında, kalbimiz kilit altında.