Arap yazısı Arapçada öyle olduğu için sessiz harflere dayanıyor, Türkçe ise sesli harflere dayandığından bu yazı ile yazılması onu boğuyordu. Oysa ki İslam kalıbı, şekli değil manayı, niyeti, ifadeyi temel alır. İfadeyi, manayı kolaylaştıracak her değişiklik İslam'ın ruhuna uygundur. Arap harfleri yerine Türkçe'ye tıpatıp uyuyan yeni Türk harflerinin getirilişi İslam'ın hassasiyetini bir darbe vurup Frenkçeye sarılmak için değil, Türk'ün ifadesini ruhuna dönüşünü kuvvetlendirebilmesi içindir.
Şimdi bir de düpedüz İngilizce laflar moda oldu. Az evvel hiç olmazsa imlalarını, söyleyişlerini Türkçeye uyarlıyorduk. Şimdi aynen İngilizce yazılış ve telaffuzu kullanmakla kendilerine böbürlenme fırsatı çıkaranların sayısı artıyor.
Kalabalığın farkına bile varmadığı kısacık bir an, aşık içinse bir sonsuzluktu bu. Zamanın iki yüzü var dedi kendi kendine Hayyam, iki boyutu; uzunluğunu güneşin seyri beliriyor, kalınlığını ise tutkular.
“Bu göz kamaştırıcı görüntüyle büyülenen Gringorie, kuşkucu bir filozof, ironik bir şair olmasına rağmen, ilk başta bu genç kızın bir insan mı, bir peri mi, yoksa bir melek mi olduğuna karar veremedi.”