Sabitlenmiş gönderi
Gökyüzü ellerin gibiydi.
Uyuyamıyorum!
Görünmez kuşlar ötüyor
üstünde kızıl ağaçların..
Okur Takip Önerileri
insanlar ne şayan-ı hayret mahluklarmış, içlerinde öyle iyileri, öyle kötüleri varmış ki... Ben ancak otuz iki yaşımda insanları okuyabildim. Şimdiye kadar onlar benim için kapalı bir kitapmış!.. Hele bu sefer bir iki tane iğrenç ruhla karşılaştım! Hele
içlerinde bir tanesini, ki bir yılan gibi koynumda beslemişim!..
Ben çocukmuşum karıcığım! Fakat büyüdüm artık!..
Bir tanem!
Son mektubunda:
"Başım sızlıyor,
yüreğim sersem!"
diyorsun.
"Seni asarlarsa
seni kaybedersem"
diyorsun
Bak ne tuhaf
ne güzel
Ne harikulade ışıldıyor
ay ışığı
pencerenin
demirlerinde!
Elbette ben
böyle demirlerle bölünmeyen
aya
kavgaya
ve sana kavuşacağım
günün birinde...
sen hem kafamın, hem de kalbimin içindekilerle berabersin, birsin, sen bensin...
Ben aşk mektubu yazmasını beceremedim. Sen yaz da bana model olsun," diyorsun. Senin aşk mektubun harikuladeydi. Buranın ölçüsüyle, böyle bir mektup için üç sene yatılır billahi...
sen benden daha iyi şairsin, sen benden çok daha derinsin, yavrum. Ben belki daha sanatkârım.
Benden emin olman beni öyle bahtiyar, öyle mağrur kıldı ki... Bir binbir gece şehrinin altın kakmalı kapılarından muzaffer girmiş bir eski zaman kahramanı gibi hissediyorum kendimi.
Hayat çetin şey cicim! Hislerini kaybetmeden onu bir balta gibi yarıp geçenlere ne mutlu...
Yapacak şey onu unutmamak, geride kalanların birbirlerini daha çok, daha içten sevmesidir...
Ayrılışımızın garip bir tadı kaldı damağımda, acı bir tat... Yarı kalmış bir öpüşmeye benzer bir şey!.. Seninle gırtlağıma kadar doluyum!.. .
Sanki çok ağır bir şey vardı sırtımda, sanki karanlık ve derin bir çukurda yaşıyordum; artık duyarlığını kaybetmiş, kör ve yarı ölü biriydim.
Biz her şeyimizi sağlam bir zembile doldurduğumuzu sanıyorduk, meğer feleğin elimize tutuşturduğu bir kalburmuş.