Gelecek “uzakta bir yerde” zaten var olmaktadır. Aksi takdirde geçmişe doğru, yani bizim şimdiki zamanımıza doğru dalgalar gönderemez. Sizin geleceğiniz de tam şu anda var olmaktadır. Ama kesin şekilde belirlenmiş değildir çünkü her an kendimize farklı bir gelecek seçebiliriz. Daha açık konuşmak gerekirse, en son bilimsel bulgulara göre, gelecek zaten şu anda var olduğu için ihtimallerden kendimize uygun bir gelecek seçebiliyoruz.
Sayfa 62
AY İNSANLARININ HİKÂYESİ Yaşlı kemikler, ışığı kaçmış gözler. Her şey sarı, görünüyor. Kendı- mi görüyorum. Orada uzakta, zamanın sarı yıllarında kendimi görüyorum. Gezgin bir adamın karısıydım ben, ömrümüz dünyayı dolaşarak geç- ti. O ve ben yollarda gezerdik, sırtımızda küçük bir bohça iş kovalardık. Ayaklarımızı yorar, kemiklerimizi
Sayfa 262
Reklam
İnleye inleye fışkırttı, sıcak sıcak!
Mızıldanarak geri çekilmeye çalıştım, dayanılmaz derecede tahrik olmuştum. Sertleşen ucu dişleriyle yakalayarak kıstırdı beni. Başımı eğdim, gözlerimi, emdikçe içeri çöken yanakları­na perçinledim. Ağzının sıcaklığının içinde, dili meme ucumu yalıyor, güzel boynu her yutkunuşuyla oynuyordu. Kası­lıp titreyen apışaram ritmik emişlerine eşlik
İlham ve rüyalar
İlham ve rüyalara güvenilir kanıt kimliği vermenin sonu, din hayatında birden çok tartışma üstü kişi ve birden çok tartışma üstü kitabın vücut bulmasıdır. Oysaki özgün İslam'da tartışmasız kişi de tektir, tartışmasız kitap da. Bu tartışmasızların birincisi Hz. Muhammed ikincisi Kur'an'dır. Şirkin en şaşmaz ve saklanamaz belirtisi (ve belgesi) din içinde birden çok tartışma üstü kişi ve birden çok tartışma kitabın varlığıdır. İlham ve rüyaları kanıt yaparak tevhidin pusulasını saptıran ve müslümanların kaderini karartan zihniyetlerin en tanınmış örneği Muhyiddin İbn el-Arabi'nin Fususu'l-Hikem adlı eseridir. Son devirlerin tipik örneklerinden biri de Bediüzzaman lakaplı Said Nursi' nin Nur risaleleri diye anılan kitaplarıdır. Bilgi payı yüksek olanlarda ilham payının da yüksek olması gayet açık ve doğaldır. Esasen ilham, bilgi nasibini izler. Onun içindir ki Kur'an, sürekli bilgiye, bilime yollama yapmış, ilham diye bir değeri asla öne çıkarmamıştır. Çünkü bilim varsa ilham onun zorunlu sonucu olarak zaten kendiliğinden gelecektir. Her türlü keşif ve icadın, bilimsel nasibi yüksek kişi ve toplumlarda ortaya çıkması sebepsiz değildir. Bilimi dışlayarak ilham tüccarlığı yapanların nasibi daima utanç ve hüsran olurken, ilhamdan hiç söz etmediği halde bilim nasibini yükselten kişi ve toplumların önünde mutluluk ve onur yolu daima açık durmaktadır. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. M.K.Atatürk
Gerçekten de, teknik sorunları çözümlemede sınırsız bir düşgü-cüne ve başı çekme sorumluluğuna, ama insan sorunları söz konusu olduğunda son derece sınırlı bir düşgücüne sahibizdir. Bu neden böyle? Bu sorunun yanıtı çok açık: İnsan bilimi alanında, doğa bilimleri ve teknik konusunda sahip olduğumuz bilgilere sahip değiliz. Ama bu yanıt, inandırıcı değil; gerekli bilgimiz neden yok? Ya da, belki şu şekilde söylemek daha doğru olur: Elimizde olan bilgileri neden uygulamıyoruz? Derinlemesine inceleme yapılmaksızın hiçbir şey kanıtlanamaz, ama eminim ki, optimal merkezileştirme, ya da sorumluluğun tek merkezde toplanması ile bütün kademelere optimal ölçüde dağıtılması olgularının tümleştirilmesi (entegrasyonu), uzay yolculukları için teknik çözümler bulmaktan daha az zordur
Kitabın sonunu merak eden okurun tatlı heyecanına benzer bir his kapladı içimi. Bazı okur daha kitaba başlarken sabredemeyip son sayfadaki o son cümleyi açık bakar ya hani, insan olsaydım o tür okurlardan olmazdım sanırım
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.