Başlangıçta ne diye yaratıldığımı bir türlü anlayamıyordum. Ama şimdi anlamaya başladım: bu güzel dünyanın gizli yönlerini bulmak, mutlu olmak, bütün bu şeyleri düşünüp bize verene şükretmek.
Bu sabah ilgileneceğini düşünerek adımı söyledim ona. Hiç oralı bile olmadı. Çok garip. O bana adını söylese, bambaşka davranırdım. İşittiğim bütün sesler içinde kulağımı en çok okşayan, onun adı olurdu...
Konuşurum o da konuşur, üzülürüm o da üzülür, duygudaşlığı ile beni avutur, “Üzme kendini zavallı yalnız kız, ben olurum sana arkadaş.” der. Gerçekten de iyi bir arkadaş bana, tek arkadaşım, kız kardeşim.