Selam arkadaşlar ilk çıktığından beri merakla beklediğim o kitabın yorumu artık sizinle paylaşıyorum ehhe. Beni baştan sona etkisi altına alan bir hikaye oldu. Heyecanlı gizemli ve tutkulu havası hepimizi içine çekecek inanıyorum . Tristan ve Morana'nın tanışmaları arlarındaki çekim vs çok güzeldi. Ayrıca Tristan'lar benim peşimi bırakmıyor ehehe. Hepsini sevmem peki ahaha. Tristan aşkımın gizemli havası beni benden aldı ahah. Az ve öz konuşması, kıskanç tavırları ve sahiplenici oluşu çok güzeldi. Karakter hakkında ne kadar şey söylesem az. Morana ise zekası başka bir şey ehhe. Kod yazması vs çok hoşuma gitti. Ve bu ikili birlikte ortalığı alevlendirmeye geldii. Kitap öyle bir yerde bitti ki ikinci kitabı nasıl bekleyeceğim çok merak ediyorum, umarım hemen gelir. Gerçi martı yayınları çok bekletmez bizi gibi geliyor. Seri bilgiğim kadarıyla 5 kitaplıkmış ilk iki kitap bizim bu ikili üzerineymiş. Üçüncüsü de Amara ve Dante üzerineymiş. Onların hikayesinide merak ediyorum ayy çok heyecanlı. Yetişkin romantik ve mafya kitaplarını seviyor iseniz bu seri tam size göre. Mutlaka bir şans vermelisiniz.
Ahaha meshur 1984 de arak cikti ya. Orwell de benim icin bitmistir Orwell sadece konsepti ortalama bir okurun anlayabilecegi seviyeye cekmis. Zamyatinin de tam da demek istedigi sey bu. Dunyada yeni bir sey hemen normallestiriliyor
Birçok kütphanede bulundum ve listeye yeni bir tane eklemenin zamanı geldi Çok fazla ödül almış ve bir sürü dile çevrilmiş bakalım neyin nesi. Her zaman olduğu gibi kitap biter bitmez koşucam buraya ahaha
İncir işletmesinde staja başladım bugün, e tabii daha incir yok diye ortalıkta Avrupa çapında bir belgeye başvurmuşlar, bunun için form doldurulacakmış. Ben de bunda yardımcı oldum. İlk başta her şey normal gidiyordu. Çarşamba günü de iş güvenlik uzmanı gelecekmiş bir de. Sonra biz öğrendik ki formların çoğunu boşuna doldurmuşuz; çünkü o tarihlerde çalışılmamış (varan 1), o kadar emek boşa gitti. Sonradan bizim baş gıda mühendisi öğrendi ki iş güvenliği uzmanı karantinaya alınmış. Haydaa, varan 2. Haftaya gelebilecekmiş, bir de işçileri de ona göre ayarlamak gerekiyormuş, orada bir telaş başladı. Neyseki sonradan bizim başmühendis iş güvenlik uzmanını aradı, Çarşamba’da anlaştılar. Yoksa yetişmeyecekti hiçbir şey. Biz bu sefer daha karmaşık bir form doldurmaya başlayacaktık ki herkesin beyni durduğu için altını üstüne getirdik, bocaladık. Ben 4 buçukta çıkış yaptım işten, onlar daha duracaktı formları doldurmak için. Asıl burada başladı macera. Beklediğim durakla otobüslerin geçtiği yok arasında mesafe var, ben durdum durdum bir otobüs geçti. Bir de ben bu otobüsün Aydın’a gittiğini öğrendiğimde otobüs geçip gitti. Ben de yürüyeyim dedim. İş yeriyle bizim ev arasında da 25 km var, ahaha. “Adım Onur, ben de onurlu bir şekilde yürürüm. Hem de calf çalışmış olurum” ahaha. Demez olaydım, dilim damağım kurudu yolun yarısını yürüdükten sonra. Sonra bir benzin istasyonuna denk geldim, terk edilmiş gibiydi ama su sebili buldum şükür. Oradan yürümeye devam ettim, başka bir istasyona denk geldim, koca şişe su aldım. Büfeci adam da bana şaşırdı. Sonra oradan dolmuşa binip eve geldim 😂