Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
344 syf.
9/10 puan verdi
Mevlana - Nasreddin Hoca Mücadelesi
Prof. Dr. Mikail Bayram'ın birtakım tespitlerde bulunduğu eserde en dikkat çekici taraf, Ahi Evren Nasirüddin Mahmud El-Yohi'nin Anadolu'daki nüktedan üslubu ve fıkraları ile hepimizin çok yakından tanıdığı Nasreddin Hoca ile aynı kişi olduğudur. Nasirüddin Mahmud ile Mevlana'nın sürekli mücadele içerisinde olduğu, hatta Nasirüddin Mahmud'un öldürülmesinde Mevlana'nın da etkili bir tavır takındığı dile getirilmektedir. Alaaddin Çelebi'nin de -Mevlana'nın oğlu- aslında Nasirüddin Mahmud'un talebesi olduğu ve Nasirüddin Mahmud ile Kırşehir'de Mevlana'nın öğrencisi Nureddin Caca tarafından öldürüldükleri iddiası oldukça dikkat çekicidir. O dönem Anadolu'sunda entüisyonizm - rasyonalizm savaşımının büyük bir şekilde yaşandığı, sezgiciliği savunan Mevlana ile rasyonalizmin temsilcisi Nasirüddin Mahmud'un bu alanda da büyük bir mücadeleye giriştikleri ifade edilmektedir. Bunların yanı sıra Moğolların Mevlana ve yandaşlarını desteklemeleri, Ahi Türkmenlere ise düşmanlıkları anlatılmaktadır. Kitaba eleştirim, yapıtın içerisinde yazım yanlışlarıyla anlatım bozukluklarının çok fazla bulunması ve kitabın birçok yerinde tekrara düşülmesi oldu. Herkese iyi okumalar diliyorum.
Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren - Mevlana Mücadelesi
Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren - Mevlana MücadelesiMikail Bayram · Çizgi Kitabevi Yayınları · 202072 okunma
" ... rüzgâr karşısında mum, sönmeye mahkûmdur ... "
Sayfa 215
Reklam
Nasreddin Hoca bir yılan avcısıydı
Kayseri'de kurduğu debbağ atölyesinin mahzeninde yılan beslediği için kendisine Evren (yılan) denmiştir.
Putlar yıkılıyor(livata fiili)
Mevlânâ Şems ile tanışmadan önce hiç şiir söylemediği halde Şemsle tanıştıktan sonra fıtratındaki şairlik kabiliyeti ortaya çıkmış ve bu vasfı ile büyük bir üne kavuşmuştur. Şems-i Tebrizî, kendisi gibi bir kalenderî şeyhi olan Şam'daki Ali Hariri gibi livata fi'lini işlemesi de ona karşı muhalefetin ve dedikoduların şiddetlenmesine sebep olmaktaydı. Eflâkî anlatıyor: Bir defasında Mevlânâ -eğitim ve öğretimi için- oğlu Sultan Veled'i Şems'in hizmetine teslim ederken Şems'e: "Sultan Veled çok temizdir. Bugüne kadar hiç kimse ona livata fi'linde bulunmadı." demiştir. Livata fiilini işlemesi ile tanınan Şam'daki Şeyh Ali Hariri'nin de Mevlevî çevrelerde ulu bir kişi olarak vasfedilmesi bu ahlâkî çöküntünün bu çevrelerde kabul gördüğünü göstermektedir.
Sayfa 189 - Çizgi Kitabevi
Hulûliyye inancı ve Mevlana
Mevlâna'nın Mesnevî hakkındaki bu beyanları açıkça göstermektedir ki, o "Mesnevî'nin Allah tarafından kendisine vahy edildiğine inanmaktadır. Bunu sofiyane veya şairane ilham olmadığını veya ilhama haml edilmemesi için Kur'an ayetleriyle ifade etmektedir. Zaten o, bu görüşünü "Mesnevî" hakkında söylediği bir beyitle de şöyle dile getirmektedir. "Bu ne bir kahin sözü, ne bir ruyadır. Allah doğruyu biliyor ki, o Allah'tan vahydir". Hocası Şems-i Tebrizi gibi "Hulûliyye" inancında olan Mevlâna, Allah'ın kendisine hulûl ettiğine ve içinde bulduğu Allah'ın kendisini konuşturduğuna inanmaktadır. Kendisine gelen vahyin böyle gerçekleştiğine inanıyor olmalıdır. Mesnevî'nin Mecusilikten gelen bu inancın (İran İrfancılığı) tasavvufi çevrelerde yaygın olduğu bilinmektedir. Vakia Mevlânâ ve etrafindakiler ve hatta ilk Mevleviler Mesnevi"nin vahy mahsulü olduğuna inanıyorlardı. Nitekim dönemlerde kopya edilen Mesnevî'nin pek çok el yazması nüshalarının cild kapaklarına ve sahife başlarına "La yemessuhu ille'l-mu- tahharun" (Ona ancak temiz olanlar, yani melekler dokunabilir) ve "Tenzilün min Rabbi'l-alemin" (Alemlerin rabbi tarafından indirilmiştir) yazarak bu inancı ifade etmişlerdir.
Sayfa 115 - Çizgi Kitabevi
Mesnevi
Mevlâna'nın "Mesnevî" si Ahi Evren Hâce Nasirü'd-din Mahmud ve çevresindekilerle ve bu çevrenin sahip olduğu dinî-tasavvufî ve siyasî zihniyetle mücadele üzerine kurulmuştur. Kendisi de "Mesnevî"nin VI. Cildinin ilk 273 beytinde bunu ifade etmektedir.
Sayfa 152 - Çizgi Kitabevi
349 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.