ne çok dikeni vardı ahlat ağacının tanrım,
ulaşılamazdı,
sen sarılmak istesen ona,
o sana sarılmazdı.
ne çok dikenin vardı tanrım!
ne çok isterdim,
sana sarılamazdım.
ve şöyle derdim o zaman:
ah!
ahlat ahların ağacıydı,
yaşlanmaya başlayanların,
itiraf edilememiş aşkların,
evde kalmış kızların.
ahlat ahların ağacıydı,
cezayir nasıl cezaların ülkesiyse,
öyleydi işte. "
Not: Bu Şiiri Uygun Bir Müzikle Beraber Sakin Sakin Okuyun ve Bir Kadının Ruhunu Hissedip Tüyleriniz Diken Diken Olsun
1-
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,