Işık sunsam geceye, karanlık ürküp kaçar,
Şu yaralı sinemde her kurt bin yara açar.
Gönlümde pazar açtım, hikmet incilerine,
Dert alır, gül satarım, gülümü gören kaçar...
Bulutlar kapladı yine gökleri...
Çileye, arzunun manası başka...
Neden bilmem, efkar bastı her yeri...
Dönüp, yeniden mi başlasam aşka?..
Râyihası hayat iksiri olan,
Nerde kaldı arzularım, umudum?
El değmedik bahçelerimde hazan,
Uğrunda dipsiz hayaller kurduğum...
Bir yıkılış şaikası beynimde,
Köhnemiş bir kale gibi sarıldım...
Ah, neden zamansız bozuldu bağlar?
Gönülden, tâ gönülden bel bağladığım...
Her mısra isyan dolu, fikir sarhoş, derbeder,
İstikamet uçurum, hâlâ hiç'e gamzeder...
Kalbine hançer vurmuş, haline bak şâirin,
Kafiye dursun diye, mânâyı feda eder...
İnsan, kibri ve inadı yüzünden inkişafını, gelişmesini kendi elleriyle durdurur. Eksik yanlarını hissettikçe aczini, kofluğunu sezdirmemek uğruna üstesinden gelemediği arzularına, kendi bünyesinde bile cevap veremediği için sıkıntıya düşer...
Okunmamış, kütüphanenin raflarında unutulmuşluğa terk edilmiş, tozlu bir kitap kadar şanssız ve yalnızım...
Hırpalanmış, itilmiş, hayata küskün, ilgi bekleyen bir yüreğim var...