Kitaba sabah 06:21 gibi durakta fabrika servisini beklerken başladım ve fabrikanın kapısında bitirdim. Durak ve işyeri arası mesafe biraz uzun, kabul ama hiç yolun farkında olmadığım ilk gün bugündü sanırım. Halil Cibran kitaplarının bu etkisine bayılıyorum. Kendimi daha dingin ama daha huzursuz hissediyorum. Aynadaki yansımama bakıyorum onu okurken, olmak istediğim ama olamadığım kişiyle olduğum kişi arasındaki farkın sebebini görüyorum o aynada. Kendime varmaya çalışıyorum sayfaları çevirirken, sanki bir sonraki sayfadaymışım gibi. Halil Cibran'ın kalemi tam bir yol arkadaşı. Onu yol arkadaşı olarak görmemin sebeplerinden birisi de okuduğum kitaplarını genelde işe gidiş yolunda okumam olabilir. Hatta o arada satırların altını çizemediğim ve post-it kullanmayı da unuttuğum için sevdiğim cümle veya bölümlerin olduğu sayfaları katlıyorum ve bu bana saygısızlık gibi gelmiyor. Çünkü ona olan saygımı onu anlamak için verdiğim çabayla ve anladığımda oluşan yüz ifademle yeterince verdiğimi düşünüyorum. Hem kendini ve hakikati arama yolunda hem de iş yolunda bana arkadaşlık eden Halil Cibran'a teşekkür ederim.