Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Arada bir kendimize sormalıyız: Son üç ayımızın içine girmiş olsaydık, hayatımızı hâlâ aynı işlerle doldurarak yaşamayı sürdürür müydük? Aynı insanlarla görüşmeyi, aynı kitapları okumayı, aynı hobileri sürdürür müydük? Yapageldiğimiz işleri aynı biçimde mi yapardık? Mesela son derece kısıtlı vakitlerimizi özellikle ne yapmak için ayırmayı tercih ederdik. İbadet hayatımızın ritmi Allah'la münasebetimizin kıvamı bir anda başkalaşır mıydı? Dünya turuna mı çıkardık yoksa umreye gider ve son nefesi bırakmayı orada mı beklerdik?
Hidayete ermiş bir kimsenin, İslam'la teması taptazedir. O, peşine takıp sürüklediği geçmişinden birden arınıvermekle, benzersiz bir hafiflik kazanır. Bu öyle mucizevi bir tasfiyedir ki, yeniden doğum olarak adlandırılmayı hak eder. Geçmişteki beni öldürüp, yeni bir ben inşa etmek için hayatta önüne ender çıkan bir fırsatla karşılaşmıştır kişi. Yeni mühtedilerin bakışlarında bu tazeliği, bu "bebekliği” görürsünüz.
Reklam
Arada bir kendimize sormalıyız: Son üç ayımızın içine girmiş olsaydık, hayatımızı hâlâ aynı işlerle doldurarak yaşamayı sürdürür müydük? Aynı insanlarla görüşmeyi, aynı kitapları okumayı, aynı hobileri sürdürür müydük? Yapageldiğimiz işleri aynı biçimde mi yapardık? Mesela son derece kısıtlı vakitlerimizi, özellikle ne yapmak için ayırmayı tercih ederdik. İbadet hayatımızın ritmi, Allah'la münasebetimizin kıvamı bir anda başkalaşır mıydı? Dünya turuna mı çıkardık yoksa umreye gider ve son nefesi bırakmayı orada mı beklerdik?
Arada bir kendimize sormalıyız: Son üç ayımızın içine girmiş olsaydık, hayatımızı hâlâ aynı işlerle doldurarak yaşamayı sürdürür müydük? Aynı insanlarla görüşmeyi, aynı kitapları okumayı, aynı hobileri sürdürür müydük? Yapageldiğimiz işleri aynı biçimde mi yapardık? Mesela son derece kısıtlı vakitlerimizi, özellikle ne yapmak için ayırmayı tercih ederdik? İbadet hayatımızın ritmi Allah'la münasebetimizin kıvamı bir anda başkalaşır mıydı? Dünya turuna mı çıkardık yoksa umreye gider ve son nefesi bırakmayı orada mı beklerdik? Böyle bir haber karşısında hayatımızı kökünden değiştirmeye çalışma fikri, bizim ölümü hesaba katmayan bir hayat yaşadığımızdan başka bir şey söylemiyor. Ecelin her an gelebildiği, her an huzura çıkabilecek olmanın somut ve kunt gerçeği bize yeterince gerçek gelmiyor.
Yakınlık Dersleri
Menkıbemizin işaret ettiği diğer husus, insanın Allah'la münasebetine rengini veren gaflet hâliyle ilgili. Gaflet hâlindeki insan o felçli eldir. Canını, hissiyatını, duyu şunu kaybetmiştir. Kendisine yakınlığını hep sürdürmüş olan Allah'ı hissetmemektedir. Allah ona yakındır ama o Allah'a uzaktır. Hissiyatını kaybetmiş olan el, diğer elin temasını inkar edecektir. Ancak ışık yanarsa, ortalık ay dinlanırsa yani kendisine temas eden el ayan beyan görü nürse, inkar ettiğini artık kabul etmek zorunda kalacaktır. Bu esasen, "Ben seninleydim, peki sen kiminleydin?" yakıcı sorusunun hatırlattığı haldir. Bu soru yakıcıdır, çünkü muhatabına geçip gitmiş fırsatların tamamından haber vermektedir. Muhatabın, o felçli haletiruhiye içindeyken duymadığı yakınlığı, artık bir sorgu makamında ve bir sorgu kipiyle duymuş olmanın talihsizliğidir bu.
Sayfa 77
Arada bir kendimize sormalıyız: Son üç ayımızın içine girmiş olsaydık, hayatımızı hâlâ aynı işlerle doldurarak yaşamayı sürdürür müydük? Aynı insanlarla görüşmeyi, aynı kitapları okumayı, aynı hobileri sürdürür müydük? Yapageldiğimiz işleri aynı biçimde mi yapardık? Mesela son derece kısıtlı vakitlerimizi, özellikle ne yapmak için ayırmayı tercih ederdik. İbadet hayatımızın ritmi, Allah'la münasebetimizin kıvamı bir anda başkalaşır mıydı? Dünya turuna mı çıkardık yoksa umreye gider ve son nefesi bırakmayı orada mı beklerdik?
Reklam
"Arada bir kendimize sormalıyız; son üç ayımızın içine girmiş olsaydık, hayatımızı hala aynı işlerle doldurarak yaşamayı sürdürür müydük ? Aynı insanlarla görüşmeyi, aynı kitapları okumayı, aynı hobileri sürdürür müydük ? Yapageldiğimiz işleri aynı biçimde mi yapardık ? Mesela, son derece kısıtlı vakitlerimizi, özellikle ne yapmak için ayırmayı tercih ederdik. İbadet hayatımızın ritmi, ALLAH'la münasebetimizin kıvamı bir anda başkalaşır mıydı ? Dünya turuna mı çıkardık yoksa umreye gider son nefesi bırakmayı orada mı beklerdik ? "
Arada bir kendimize sormalıyız: Son üç ayımızın içine girmiş olsaydık, hayatımızı hâlâ aynı işlerle doldurarak yaşamayı sürdürür müydük? Aynı insanlarla görüşmeyi, aynı kitapları okumayı, aynı hobileri sürdürür müydük? Yapageldiğimiz işleri aynı biçimde mi yapardık? Mesela son derece kısıtlı vakitlerimizi, özellikle ne yapmak için ayırmayı tercih ederdik. İbadet hayatımızın ritmi, Allah'la münasebetimizin kıvamı bir anda başkalaşır mıydı? Dünya turuna mı çıkardık yoksa umreye gider ve son nefesi bırakmayı orada mı beklerdik?
Sayfa 48
Arada bir kendimize sormalıyız: Son üç ayımızın içine girmiş olsaydık, hayatımızı hâlâ aynı işlerle doldurarak yaşamayı sürdürür müydük? Aynı insanlarla görüşmeyi, aynı kitapları okumayı, aynı hobileri sürdürür müydük? Yapageldiğimiz işleri aynı biçimde mi yapardık? Mesela son derece kısıtlı vakitlerimizi, özellikle ne yapmak için ayırmayı tercih ederdik. İbadet hayatımızın ritmi, Allah'la münasebetimizin kıvamı bir anda başkalaşır mıydı? Dünya turuna mı çıkardık yoksa umreye gider ve son nefesi birakmayı orada mi beklerdik? Her biri diğerinden zor sorular. Ama böyle bir haber karşısında hayatımızı kökünden değiştirmeye çalışma fikri, bizim ölümü hesaba katmayan bir hayat yaşadığımızdan başka bir şey söylemiyor. Ecelin her an gelebildiği, her an huzura çıkabilecek olmanın somut ve kunt gerçeği bize yeterince gerçek gelmiyor.
Sayfa 48 - 1. Baskı, Eylül 2018