“Nasıl anlatsam, havada gibiydim hep. Bastığım bir toprak, tutunduğum bir dal, yaslandığım bir duvar yoktu. Anneme yaslanmaya çalışıyordum babama değil, inadına anneme yaslanmaya çalışıyordum. Ona tutunamayınca hiçbir yere sığamıyordum. Yersiz Yurtsuz yaşadım ömrüm boyunca. Kendim tutunamayınca kimsenin bana tutunmasına da izin vermedim. … Öksüzlüğümü öğrenince ayaklarım yere bastı. Tam tersi olması beklenir belki; ama öyle olmadı. Her şey yerli yerine oturdu. Bir anda kendi evime kendi hayatıma kök saldım sanki.”
sayf. 199
Ancak Aşk derdine düşmüş biçareler anlar; derun nedir, içinde neler saklar. Keza açtırsalar da ağızlarını dökülmez kelimelere ve ifade edilemez laflarla… Aşk!
Amin Maalouf, BUGÜNE KADAR VURGULARI BİLE AKLIMDAN ÇIKMAYAN, EN DEĞERLİ SÖZ HANGİSİDİR? diye sormuş. Peki sizin hangisidir?
Buna ilaveten şunu sormak istiyorum, o sözü size söyleyen kişi değil de alelade birisinden duysaydınız da aynı etkiyi yaratır mıydı? Mesela ben bu soruyu düşünürken aklım annemin sözlerine gitti kişi odaklı düşündüm.
Asıl bahtiyar olan bedenler midir, ruhlar mı? Eğer ruhlarsa, ölüm ile bahtiyarlık nasıl sona erebilir? Tabi verilen sözü yerine getiremediğinde acı bir elem ve pişmanlık içinde değilsen.. diyor Sabahattin Ali :)