"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CqfN4AtNNP-
Bir süredir yazılıp çiziliyor. Konuyla ilgili konuşuluyor. Bana da her gün soruyorlar... Doğru mu değil mi? Değil desem de inanmıyorlar. Belki de haklılar. Sürpriz... İlk romanım Kimlink artık
Sahi nedir Oblomovluk?
Salt tembellik olarak adlandırabilir miyiz? Yoksa kurulu düzene karşı bilinçli olarak hiçbir şey yapmamaya odaklanarak bitip tükenene kadar kendi içine kapanmak mıdır?
Bu kitabı okuyup da oblomovluk kavramıyla meşgul olmayan, kendinde oblomovluk belirtisi var mı diye düşünmeyen yoktur sanırım. Biraz şakayla karışık, biraz
YouTube kitap kanalımda psikoloji kitaplarına nereden başlayabileceğinizi anlattım: ytbe.one/d2xQVSEUsUU
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazdı. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. Buradaki okurlara şu soruları sordum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar
Bir insanla tanıştandığında zihninde bir roman karakteri canlanıyor mu? Ya da bir gezide ilk defa gördüğün bir manzara okuduğun bir romanın anlatığı mekanın kokusunu duyuruyor mu? Tam tersi de olabilir yani. Okuduğun bir romanda ki karakteri gerçek hayatta birileri ile kıyaslama gibi. Hayatının odak noktasına kitapları koymuş çoğu okuyucu kısmen
Suzan Defter.
Ayfer Tunç'tan; Dünya Ağrısı, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman, Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi, Evvelotel-Saklı, Ömür Diyorlar Buna, Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek ve Kırmızı Azap’tan sonra okuduğum 11. kitap...
Suzan Defter, 127 sayfalık ince bir roman…
Ayfer Tunç’un çok özgün bir çizgisi var. Bunun sadece
.
Arkadaşlar bu kitap platformunda ilk hesap açarken, bunun nasıl olduğunu, ya da buraya nasıl denk geldiğinizi veya neyin vesile olduğunuzu anlatır mısın?
İlk önce ben anlatayım: Eskiden hayat beni aşırı dar alana sıkıştırıp, çaresizlikler yaşattığında,
Kendimin bu dünyaya ait olmadığını, bu dünya ile hiç alakası bile olmayan tertemiz
Oğuz Atay, beyninde oluşan bir tümör yüzünden, 13 Aralık 1977 tarihinde hayatını kaybetti. Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar romanında, kendi kendine ve topluma yabancılaşmış olan roman kahramanı Selim, intihar ederek yaşamına son verir. Oğuz Atay'dan izler bulduğum bu roman kahramanı intihar mektubunda şöyle yazar: "Belki ben tanıdığın
Düşündüm de ;
Hayata bir kadın olarak bakmak ne güzel !...
Belim artık bir çay bardağı inceliğinde değil belki ama incecik zevklerim oluştu dünden bugüne.
Güzel bir kitap,yemek, manzara ve müzik hayatımın en keyifli anlarını sunuyor bir süredir. Eski kilomda değilim tamam ama tüm fazlalıkları da attım hayatımdan. Buna rağmen kendimi dolu dolu ve