Budalalık hepsi. Umutsuz aşk romanlarda olur. Saçma bütün bunlar. İnsanın kendini bırakmaması, balığın kavağa çıkmasını bekler gibi boş umutlara kapılmaması gerek...
Hem kendimle fazlasıyla meşgul olduğumdan, hem de iç dünyam fazlasıyla fırtınalı olduğundan, başkalarını kendi haline bırakmayı yeğliyorum, keşke onlar da benimle uğraşmasa.
Kuru duadan başka dayanacak şeyim yok mu kalbinizde? Bana acıyıp bir şeyler yapmak gelmiyor mu içinizden? Yardıma koşmak da mı yok? Sizin sevgi dediğiniz oturup bekler mi sadece?.. Bir şeyler yapmaz mı?
Benim aklımdan hiç konuşmayalım daha iyi. Hem dünyada kim var, hayatında bir kez olsun aklını kaybetmeyen? Kim bilir, ben de sana içimi döksem, kendinden daha akılsız bulursun belki beni.
"Çok şey biliyormuş gibi konuşuyorsun. Ancak fazlasıyla silik birisin. Ağzından çıkan sözler beni şaşırtıyor, sanki biri bu sözleri kulağına fısıldıyor gibi. Kim bilir, belki de birinden ilham alıyorsun."
Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.