Yamacında durduğumuz okyanusun suları bizim olduğumuz yere kadar yükseldiğinde şokla arkama baktım ama ritüeli bozmak ve aşırıya kaçan bir tepki vermek istemiyordum. Sular, tıpkı bir tsunami oluşturacak güçle havalanmıştı ama ne ileri gidiyor ne de üzerimize dehşetlini saçıyordu. Öylece havaya doğru yükselen bir akıma kapılmış gibiydi ve gece Semasında parıl parıl parlıyordu.
*
Batınilik: Kuran ayetlerinin iç anlamlarını bulduklarını, herkes tarafından anlaşılan dış anlamların önemsiz olduğunu ileri sürenlerin yolu... Bu akıma mensup olanlar, maddenin ve evrenin öncesiz olduğuna, ruhun bedenden bedene göç ettiğine inanırlar... Kendilerini haklı çıkarmak için ayetleri tevil ederler...
Sayfa 86 - Carpe diemKitabı okuyor
Reklam
Warhol ise ne bir avangard akıma, ne de ütopyaya bağlanır. Ve ütop­yayla giriştiği hesaplaşma, ütopyayı başka yere yansıtmak için değil, doğrudan onun bağrına, daha açık bir deyişle hiçbir yerin merkezine yerleşmek içindir.
Fransız gazeteci Jean Chiliquelin ise, İnebolu-Ankara güzergahında gördüklerini şöyle kaleme alıyordu: "Sırf kadınlardan oluşan öyle kafilelere rastladım ki, doğrudan doğruya sırtlarında obüs sandıkları taşıyorlardı. Kocaları cephede dövüşen bu kadınlar, ne siyasi bir akıma tabi olmuşlardı, ne de koyun sürüsüydüler. Mükafat beklemiyorlardı. Şükran sözü de beklemiyorlardı. Bu halkı böylesine harekete geçiren hiçbir yasal mecburiyet yoktu. Ruhlarına doğmuş, yüce bir yurtseverlik duygusuydu."
Sayfa 273
Sessizce evin içinde ilerleyerekgenç kadının yatak odasına giden merdivenlere yöneldi. Eğimli tavandaki pencereden içeri giren solgun ay ışığı, Gabrielle’in zarif kıvrımları üzerinde yumuşakça oyna­ şıyordu. Genç kadın sanki onun gelişini beklermişçesine çıplak bir şekilde uyuyordu. U zun bacakları örtünün altında kıvrılmış ve altın renginde saçları yastığının üzerinde cömert dalgalar oluşturarak dağılmıştı. Genç kadının tatlı ve buruk kokusu, onu sarmalayarak dişlerinin acımasına sebep oluyordu. Dudaklarını kıvırarak çarpık bir gülümsemeyle Yasemin diye düşündü. Güzel kokulu yapraklarını sadece gecenin okşamalarına açan egzotik bir çiçek. Sen de benim için aç, Gabrielle. Ama onu bu şekilde baştan çıkarmamaya kararlıydı. Bu gece için sadece merakını tatmin edecek kadar tadına bakacaktı. Kendine bundan fazlası için izin vermeyecekti. İşini bitirdiğinde Gabrielle ne ona rastladığını, ne de birkaç gece önce sokakta tanık olduğu dehşeti hatırlamayacaktı. Kendi ihtiyaçları bekleyebilirdi. Lucan genç kadının yanma giderek yatağın kenarına oturdu. Genç kadının saçlarını okşarken elinin altındaki parlak yumuşaklığı hissetti ve parmaklarını onun kolunun zarif hatları üzerinde hafifçe gezdirdi. Gabrielle, bu dokunuşlar karşısında uyarılmış, kımıldayarak tatlı bir şekilde inlemeye başlamıştı. Uykulu bir şekilde “Lucan,” diye mırıldanırken, uyanık olmamasına rağmen bilinçaltı, erkeğin odasında olduğunun farkındaydı. Lucan, “Sadece bir rüya,” diye fısıldarken, vampir hilelerini kullanarak onun akima sokmamasına rağmen genç kadının ismini söylemesine şaşırmıştı.
Sayfa 56
Derin bir nefes alarak, bugünü hep hatırlar mıyım acaba, diye düşündü. Geçmişte de yapmışımdır bunu, bugünü asla unutmayacağım demişimdir ama hepsi çıkıp gitmiştir aklımdan.. Fakat ilk kez kurbağa yavrusu gördüğüm günü hiç unutmam. Böyle bir şey kimin akima gelir ki? Karadeniz'in suyunu ilk kez tadışımı da hatırlıyorum. Ormanda ilk kez kayboluşum da aklımda. Belki de insanın aklında yalnızca “ilk”ler kalıyordur. İlk kez bir savaş göreceğim. Belki de bunu hiç unutmam...
Reklam
603 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.