″Gençlik delilikten bir şubedir."
Aklın yerini hissiyat kaplar, kanı deli akar, dünyanın en ağır yükünün üstesinden gelebileceğine, hüzünlendiğinde en çok dertlinin kendisi olduğuna inanır. Öfkesinde bana nasılsa bir şey olmaz diyerek ateşe atlamaktan çekinmez.
Sevgisinde de mübalağalı sever ve sevdiği uğruna gözlerini karartır, akıllıca düşüneni fazla değildir, mantıkla tartıp, oluşabilecek zararları veya artıların tahminlerini analiz edeni ise enderdir.
Sınırları çizilmemiş, kuralları bilinmemiş saldım çayıra mevlam kayıra yetişen bir gencin enerjisi sinerjisi boşa akmıştır.
Dizginlerini koyvermemiş, inancın ekseninde hareket edip, iradesini güçlendiren gençler akıllanmaya, başlamış demektir.
GülRû
Kemal Özer
Siz Gıda Güvenliği Hareketi’ni kurdunuz. Deccal Tabakta kitabını yazdınız ve şimdi Şeytan Ye Diyor kitabı ile İnsan Ne Yemeli Yememeli? sorusuna cevap veriyorsunuz. Gelecek nesillerimizin sağlıklı bir hayat sürebilmesi için bireysel bir savaş veriyorsunuz adeta. Çabalarınız takdire şayan… Peki, sizin Gıda Hareketi’ni başlatmanıza
İnsanlar sadece aklın hükümranlığında yaşayabilselerdi asla kimseye zararları dokunmazdı. Ancak daha ziyade haset, kıskançlık, tahakküm kurma gibi tutkuların hükmünde yaşadıkları için birbirlerini paralarlar dururlar.
Nefslerini arındıran, ahlakını güzelleştiren insanlar öfke ve kösnü güçlerine bağımlılıktan kendilerini kurtarırlar. Ayrıca, imge ve benzeri güçleri de aklın buyruklarına boyun eğdirerek aklî tözlere benzemiş, bunların niteliklerini kazanmış olurlar. Her ne kadar öfke ve kösnü güçleri akılla bir yerde bulunsa da, nefsini arındırmış kimselerin aklına bir zarar veremezler. Bunların göze görünmemeleri, açıkta olmamaları; isteklerle dolu olmaları da, öfke ve kösnü güçlerindeki yararları alma, zararları atma özellikleridir.