Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Aley
Aley
@aleyamadengesiz
Tüm hikayeler gerçektir.
Hemşire
231 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Boş zamanımı değerlendirmek için okuduğum kısa olan bu kitabın incelemesiyle karşınızdayım.
Bu yazarın ilk defa bir kitabını okuyorum ve diğer kitaplarını bilmesem de diğerleri de buna benziyorsa, neden bu ara popüler olduğunu tahmin edebiliyorum.
Öncelikle akıcı ve güzel bir hikayeye sahipti. Tarih geçişleri kesinlikle yorucu değildi. Dili çok sadeydi.
Her şeyin çok hızlı geliştiğini ve dilinin çok basit olduğunu düşünüyorum. Alıntı bile ekleyemedim. Sadece olaya odaklanması benim hoşuma gitmedi. Karakterleri beğendiğim için daha uzun bir hikayeye sahip olabileceklerini düşünüyorum. Ancak büyük ihtimalle yazarın hiç böyle bir amacı olmamış.
Çerezlik bir kitap. Romantik komedi türünde hikaye arayanların severek okuyacağını düşünüyorum. Okumanızı tavsiye edebilirim.
İyi okumalar...
Uyuyan ölümü uyandırmayın.
Agatha Christie'nin daha önce bir kitabını okuma fırsatını yakalamıştım ve yazdığı tür hoşuma gittiği için bu kitabına da bir şans verdim.
Beni yanıltmayan gerçekten güzel bir kitaptı. Olaylar ve anlatımı oldukça akıcı bir şekilde ele alınmıştı. Ne kadar zekice yazılan bir kurgu olduğunu düşünsem de okurken bir şeylerin eksik olduğunu hissettim.
Ben beğenerek okudum, polisiye türünü sevenlerin de beğeneceğini düşünüyorum.
İyi okumalar...
Kötülükle başlayan kötülükle sağlamlaşır.
Hırsın ne gibi büyük sonuçlar doğurabileceğini gösteren bir trajedi: Macbeth.
Kitap çok akıcıydı ve okurken resmen tiyatro izlemiş kadar oldum. Eğer tiyatro okumayı seviyorsanız bu sade anlatımı seveceğinizi düşünüyor, okumanızı öneriyorum.
İyi okumalar...
Okur Takip Önerileri
Bazı insanlar bizim adımıza bütün kararları veriyor.
Herkesin bildiği, daha önce filmini ya da kitabını mutlaka duyduğumuz bir kitap incelemesiyle buradayım.
Ben filmini izlemeden önce kitabını okumak istemiştim. Kitabını bitirir bitirmez de filmini izledim. Kitap Nazi döneminde geçiyor ve o dönemi bir çocuğun gözünden yaşadıklarıyla anlatıyor.
Kitabı gerçekten bir çocuğun gözünden okuduğumuz çok belli oluyor. Kitabın dili bile çocukça hissettirdi ancak akıcı bir dili olduğunu inkar edemem.
Akıcı olmasına karşılık sonunu ben anlayamadım. Filmi izlemesem kitabın sonu bende hep açık uçlu olarak kalırdı. Bolca ağladığımı söylemem gerek.
Okumanızı öneririm ancak çerezlik bir kitap olduğunu belirtmek istiyorum. Çünkü duyguları o kadar iyi geçirebildiğini düşünmüyorum. Dediğim gibi çok çocukça kalmıştı. Belki de benim okuduğum yaş ile de ilgili olabilir.
Okuyacaklara iyi okumalar...
Yaşam, küfemde taşıyamayacağım kadar ağır bir yük oldu.
Konusu ve türü olarak dikkatimi çeken, her zaman okumak istediğim ancak bir türlü okumanın kısmet olamadığı bir kitapla karşınızdayım.
Kitap üç bölümden oluşuyor ve ilk bölümünde ben ne okuyorum dedim. Böyle bir şey beklemiyordum çünkü distopya kitap dendiğinde ilk önerilen kitaplardan biri. O yüzden ilk bölümü hayal kırıklığı olsa da ikinci bölümde işin rengi değişmeye ve benim oldukça hoşuma giden bir hal almaya başladı.
Oldukça akıcı bir şekilde yazılmıştı ve okurken hiç zorlanmadığımı söyleyebilirim. Sadece rahatsız olduğum argo konuşmalar ve artı on sekiz diyebileceğim sahneler mevcuttu. Bu sahneler beni rahatsız etmekle birlikte ilerleyen bölümlerde azaldığı için memnun oldum.
Artı olarak beni sonu tatmin etmedi çünkü birden zaman atlayarak ana karakterin son durumdan bahsetmek bana inandırıcı gelmedi. Karakterin bu kadar kolay değişebileceğini hiç sanmıyorum.
Distopya olarak okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. En iyi distopya kitabı değil ama kesinlikle okunur.
İyi okumalar...
%49 (70/141)
1/10 puan verdi
Çok büyük umutlarla başladığım bir kitap değildi ancak kitabın ön yüzünde Pulitzer Edebiyat Ödülü yazısını görünce okumaya değeceğini düşündüm. Ancak hiç beğenmedim.
Hikayenin içine giremedim. Olayların ve konuşmaların kopuk kopuk olduğunu düşünüyorum. Ayrıca çok fazla insan vardı ve her kafadan bir ses çıkıyor gibiydi.
Daha fazla okumaya dayanamadım ve kitabı bıraktım. Geri okumaya döneceğimi de asla düşünmüyorum.
Kesinlikle okumanızı tevsiye etmiyorum.
Bu gece sadece dinleyecektim. Ve bu kadarı bana yetecekti.
Eğer Yaşarsam kitabının devam kitabı olan Sen Gittiğinde, bir önceki kitabın sonunun hiçte hayal ettiğim gibi devam etmediğini anlamama neden oldu. Bir önceki kitabı okumayanlar için spoiler niteliğinde bir inceleme olacak.
Ben daha çok Mia ve Adam'ın beraber oldukları zamanı ya da Mia'nın ailesinin kaybından sonra yaşadıklarını okuyacağımızı sanıyordum. Ancak bu durum beni şaşırttı ve kitabı tamamen Adam'ın gözünden okuduk. Harikaydı. Adam'ın gözünden okumak farklı bakış açılarını görmemizi sağladı. Ayrıca Adam ve Mia ayrıyken Adam'ın ne zorluklar çektiğini öğrenmiş olduk.
Eğer Yaşarsam'ın yazımıyla bu kitabı karşılaştıracak olursam, yazar gerçekten bu kitabında duyguları karşıya geçirmekte oldukça geliştiğini bize göstermekte. Diğer kitaba göre çok güzel bir anlatımı vardı ve akıcıydı da. Yazarın kendisini geliştirmesi bile artı bir puandır.
Tüm seriyi okumanızı öneririm. Ayrıca Eğer Yaşarsam'ı okuduysanız bunu okumama ne gerek var diye düşünmeyin. Gerçekten çok gerek var ve beğeneceğinizi düşünüyorum.
İyi okumalar...
Özgürlüğünü kazanmak için tek şansı çevrimiçi olmak.
Distopya türünde olan kitabın oldukça güzel, yaratıcı bir konusu bulunmakta. Gel gelelim anlatım oldukça kötü...
Konusundan kısaca bahsedecek olursam, teknolojinin çok üst düzeye ulaştığı çağlarda teknolojinin bilim adamlarınca beyin kanserine ve bir çok hastalığa neden olduğu keşfedilmiştir. Bunun yüzünden ailesinden ve arkadaşlarından
Sevgi sizi ölümsüz kılar.
İlk önce filmini izlediğim ve filmini beğenerek okumaya karar verdiğim bir kitap. Ancak filmini yıllar önce izlediğimden belli başlı şeyleri hatırlıyordum. Bu yüzden okurken filmle kitabı pek karşılaştıramadım.
Kitapta Mia adında bir genç kız ve ailesinin trafik kazası geçirmesi sonucunda Mia'nın komada olması ve komadayken neler olduğunu bilmesiyle görmesiyle başlıyor. Kısacası neden yaşaması gerektiğini çözmeye çalışıyor.
Mia'nın bu durumunu tam anlamlandıramadım ancak komadaki insanlar için çok farklı bir bakış açısıyla işlenmiş. Ayrıca çok akıllıca bir geçmiş ile şimdiki zaman arasında bağlantı vardı. Bu yüzden oldukça hoşuma gitti. Müzikle iç içe olması da benim için ayrıca bir güzellikti.
Yüzümde hüzünlü bir gülümsemeyle okudum. Sonunu filmden dolayı biliyordum ve şaşırmadım ancak nasıl olacağını da tam hatırlayamadığımdan içimde hep bir merak bulunmaktaydı.
Anlatım olarak betimlemenin yetersiz olduğunu düşünmekteyim. Duygular daha coşkulu bir şekilde ele alınabilirdi. Eğer öyle olsaydı büyük ihtimalle kitap boyunca ağlardım ancak gözlerimin dolmasından ileriye gidemedi. Çünkü olayların hepsi ağlamayı gerektirecek türdendi.
İkinci bir kitabı olduğunu da öğrendim ve onu da oldukça merak ediyorum. Anladığım kadarıyla filmden de bağımsız. En kısa zamanda okumaya çalışacağım.
Eğer merak ediyorsanız okumanızı öneririm. Kesinlikle zaman kaybı değil.
İyi okumalar.
Bütün hastaların hastanelerde olduğunu mu sanıyorsun sen?
Psikiyatri dersim için okuduğum bir kitap. Ödev olarak verildiğinden olayları çok fazla inceleyerek okudum ve rapor yazarken gerçekten acılar çektiğim bir kitap oldu.
Konusuna değinecek olursam; banyoda annesine bileklerini keserken yakalanmış olan Deborah'a şizofreni tanısı konmuştur ve psikiyatri kliniğine yatmak zorunda kalmıştır. Deborah, çok zor bir çocukluk geçirmiştir ve bu durum ruh sağlığını oldukça olumsuz etkilemiştir. Doktor Fried ile seanslara başlamış, klinikte arkadaşlar edinmeye başlamıştır. Yavaş yavaş onlar nelerin hastalığa sebep olduğunu bulmaya başlarken bizde Deborah'ın iç yüzünü daha iyi bir keşfe çıkıyoruz.
Açıkçası çok gelgitli bir kitap olduğunu düşünüyorum. Sonunda ne olacağını merak ettim ancak sonunu da beğenemedim. Anlatım olarak karışık olduğunu düşünüyorum. Deborah'ın iç dünyasına ne zaman geçtiğimizi ne zaman gerçek dünya da olduğumuzu anlamaya çalışırken oldukça zorlandım. Ancak bir süreden sonra yazarın anlatım tarzına alışmaya başladım.
Okumanızı şiddetle tavsiye etmiyorum ancak bu alana ilginiz bulunuyorsa kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Şimdiden iyi okumalar.
Herkes en azından bir parça delirir.
Stefan Zweig kitaplarına BAYILIYORUM. Gerçekten şu ana kadar okuduğum hiçbir kitabı beni hayal kırıklığına uğratmadı. Buda onlardan biri.
O kadar güzel, o kadar akıcı bir anlatımı var ki; sanki ben o gemideydim, olanları orada dinledim, dinlerken olayları yaşadım. Tek kelimeyle harikaydı.
Sayfaları bir süreden sonra soluksuz çevirmeye başladım. Sonunun iyi olmayacağını tahmin edebiliyordum ancak böyle bir şey bende kesinlikle beklemiyordum.
Kesinlikle kitaba bir şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mutlaka okuyun, ben Stefan Zweig'ın kalemine bir kez daha hayran kalarak okudum. Diğer kitaplarını da öyle okumaya devam edeceğimi düşünüyorum.
Okuyacaklara, şimdiden iyi okumalar.
Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa.
Romeo ve Juliet, herkesin hayatında bir defa duyduğu bir tiyatro oyunudur. Bende duymuş, her zaman insanları nasıl bu kadar büyülediğini merak etmişimdir.
Kitabını da her zaman okumak istemişimdir ve bu yüzden alıp okuduğumda açıkçası hayal kırıklığına uğradım. Romeo ve Juliet'in o epik aşkını zihnimde canlandıramadım. Tabi ki sonunu biliyordum ancak benim hayal ettiğim gibi bir aşk hikayesi değildi. Belki de sorun bendedir bilmiyorum.
Okurken zorlanmadım. Akıcı bir anlatım vardı. Kişiler bazen kafamı karıştırsa da kitabın ilk sayfasında kimin kim olduğu yazdığından oradan hemen bakabildim.
Zaman kaybı değildi ancak hayal kırıklığına uğradım sanırım. Sizde benim gibi farklı bir düşünceye sahipseniz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bunu bilerek okumanızı tavsiye ederim.
Şimdiden, okuyacaklara iyi okumalar.
Alice Harikalar Diyarında ismini oldukça fazla duymuştum. Ancak birkaç şey dışında hikaye hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bu yüzden okumak istedim ve hayal kırıklığına uğradım. Birkaç cümle dışında bana tamamen boş bir hikaye gibi geldi.
Gerçekten vermek istediği mesajı anlamak için çok çabaladım. Çünkü klasiklerin anlatmak istediklerinin üstü kapalı bir şekilde anlatıldığını düşünüyorum. Sanırım anlamamam benden kaynaklı.
Gelecekte bir kez daha okumayı düşünüyorum.
Kayıpları olan iki güçlü insanın yeniden başlangıç hikayesi.
Balbadem serisinin ikinci kitabı olan bu kitap ilk kitaba göre kesinlikle çok daha kötüydü.
İlk kitapta Zeynep'in Kocaeli'ye taşınmasıyla ayrılan çiftimiz bu kitabın başında yine Zeynep'in İstanbul'a taşınmasıyla bir araya geliyorlar. Ancak hiç hızlırını kaybetmeden kavgalarına ve inatlarına devam etmekteler.
Yazar ilk kitaba göre yazım konusunda kendini oldukça geliştirmiş, ancak bu seferde olaylar konusunda bir tıkanıklık yaşadığını düşünüyorum.
İlk kitabı okuduysanız, merakta kaldığınızı düşünüyorum. Ancak bence bu kitap beklentinizi karşılamayacak.
!!!
-Spoiler-
!!!
Neden düşük verdiğimi açıklamam gerekirse, kitabın sonuna doğru olayların hızlı ilerlemesi bunlardan ilki. Her şeyin bu kadar hızlı olması, -örneğin; nişan, düğün- bana Zeynep'in ailesine karşı taviz verdiğini düşündürttü.
Bence inatlaşıp kesinlikle bu kadar acele etmemeliydi. Zaten Zeynep'in olayı inatlaşmak olduğundan ben bu durumu oldukça yadırgadım. Ancak belirtmem gerekir ki çiftin mutlu olmasına sevindim.
Ayrıca bu kadar hızlı düğün nişan olayı yapmak yerine daha farklı olaylar da çıkartılabilirdi.
Dediğim kitap benim beklentimi karşılamadı. Ancak güzel başlayan bir seriydi.
En önemlisi inat ve gurur aşka ne kadar direnebilecek?
Konusu dikkatimi çekerek indirimden aldığım bir kitap serisi.
Yazar bildiğim kadarıyla hikayeyi wattpad'de paylaşmaya başlamış. Gerçekten konu olarak çok güzel ve oldukça önemli noktalara değinen bir kitap.
Ancak kitap, baştan aşağıya devrik cümlelerle yazılmıştı. Bu öncesinde beni rahatsız etse de okudukça alıştım. Bence bu kadar devrik cümleyle yazılmamalıydı.
Açıklaması dikkatinizi çektiyse ve içinde aşk olan bir kitap okumak istiyorsanız okumanızı öneririm. Ancak devrik cümleleri göz önünde bulundurmanız lazım.
Okuyacaklara keyifli okumalar.
