İnsanı sevmek mi yorar, sevilmek mi?
Allah için değilse ikisi de yorar.
Beni tanıyor musun sahi,
Ya da beni ne kadar tanırsın ki sen
Hangi karanlık geceyi paylaştın benimle söyler misin
Hangi acılarımla harman oldun
Kaç damla gözyaşımı sildin ellerinle
Başını yasladın mı göğsüme benim,
“Üzülme, geleceğim” dedin mi “gözlerimin içine bakıp”
Beni tanıyormuş! .... Hadi canım! ..
***
Beni tanıyor musun sahi,
Ya da beni ne
“
Şu yaşına kadar tecrübe ettiğin bir şey var mı?" deseler; Kaderimi sevmek, kaderime şükretmek derim. Bu nedir bilir misin? Niyetini, gayretini Allah'a havale edip;sonucu iyi olsa şükretmek, kötü olursa sükût ile kabullenip üzün- tünü hafifletmektir. Kaderini sevmek, Allah'tan gelene boyun eğmektir. "Teslim olan zarar etmez" dedikleridir. Bocalamaların, çırpınışların, karmaşa- ların yatıştırıcısı olan bir lisân-ı hâldir. Şeytanın vesveselerinden, nefsin fitne sokan serzenişlerinden kaçmak, kalbine sığınmaktır. O'nun rızası için kaderini sev. Çünkü kaderini sevenler abad olur, sevmeyenler bedbaht.
”
Salih İnsanları Sevmek ve İlahlaştırmak...
Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler:
"Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydular."
"Onlar çok büyük tuzaklar kurdular."
"Dediler ki: 'Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,
Arapça sadece Arapların dili değildir; Müslümanların dilidir aynı zamanda. Arap müşriklerden, hristiyanlardan, yahudilerden... uzağız, beriyiz; her arabı sevmek zorunda değiliz. Ama Allah'ın kelamı için seçmiş olduğu dili sevmek zorundayız..
Dervişe sordular: "İnsanı sevmek mi yorar, sevilmek mi? Derviş: "Allah için değilse ikisi de yorar" dedi.