Yeni Şiir
Ey benim alnımın güzel yazısı
Sitemin kimedir de hele bana
Sevenler kavuşmaz sabret canısı
Gözyaşın akmasın gül hele bana
Ey benim kalbimin ince sızısı
Hasret mi çoğaldı de hele bana
Seslensem adını çalsam sazımı
Kuşlarla kanatlan var hele bana
Ey benim yolumun kar'ı boranı
Konuk mu istersin de hele bana
İftarım mahşere donat sofranı
Gönlünde döşekler ser hele bana
Ben seni istemem dünya gözüyle
Uzaktan uzağa de hele bana
Gün gelir ölürsem and iç sözünle
Çok durma orada göç hele bana...
Yusef Masadow
Ne yana dönsem acı, ne yana dönsem keder
Gör bak, sensizlik bana ne eder
Neyleyelim, böyle yazmışsa kader
Bu biçare âşık, 'alnımın yazısı' der, geçer.
Züleyha, Yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca “Yusuf” diye başladı, “Yusuf” diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın namesinde ser-nâmeden öte kelam yok. Ve Züleyha'nın lügatında, “Yusuf”tan öte sözcük yok. Yusuf dedi, kelamım artık sende hükümsüz. Ama kelamımın hükümsüz kaldığı bu yerde beni küçümseme. Bil ki kelamdan da ötede sadece ah var, ah ki dünya onun üzerinde durur, Gök kubbe onun hararetiyle döner.
-alnımın yazısı olduğun kadar alnının da yazısıyım Yusuf’um-
Gönlüme yakışanım..
Canıma can olanım..
Alnımın yazısı
Kalan ömrümün yarısı
Dua dua dökülesim var
Özlem dolu yüreğine
Amin deyip kabul edermisin..?
Ömrünü… ömrüme…
Pervin Yalım
Sen çok güzelsin.. sebepsizce gülebilirsin...
Ölüm mukadderdir, halbuki yaşamak alnimin yazısı....
Kelebeğin Rüyası..
Sevmek hayatımın yarısı
Bana dediler yarasın dostlarım
Kanamaz gönlümün yarısı
İçimde zerre bir mutluluk kalmamış
Sevdam alnımın yazısı
Gelmesen de beklerim yolları
Bitmez gidenlerin yalanı
Mezarlıklarda da yer kalmamış
Bari bu gece sabrımı zorlama
Gelirim biliyorsun nedenini sormadan
Gözünün rengi yansımış bulutlara
Öldürdün artık nabzımı