Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana –sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece "daha" sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.
Yazar bu kitabında Fransız devrimi etrafında yaşanan olayları, Fransız ihtilalinin öncesinde soyluların ve halkın yaşadıklarını çok güzel ve akıcı bir dille anlatmış bizlere..
İhtilal öncesi ezilmiş, sömürülmüş, sefalete sürüklenmiş halk, sefa içinde yaşayan asilzadelere, adaletsizliğe başkaldırmış ve devrimle birlikte yeni bir dönem başlatmıştır. Fakat yıllarca ezilip, sömürülen halk, bundan kaynaklı bir kin ve öfke biriktirmiştir. Bu öfke onları aslında asilzadelerden daha acımasız yapmış ve suçlu, suçsuz pek de ayırt etmeksizin yüzlerce insanı giyotinle idam ettirmiş, oluk oluk kan akmıştır.
Bu olaylar esnasında fakir halkın acıları, açlıkları, çektiği acılar, sıkıntılar anlatılmış, buna karşın soyluların, asillerin muhteşem bollukla, zenginlikle geçen hayatı ve sonrasında ezilen halk tarafından yapılan, bitmek bilmeyen kan ve vahşet çarpıcı bir dille bizlere anlatılmış.
Elinizden düşüremeyeceğiniz bir kitap. Keyifli okumalar.