Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

GOZUM

GOZUM
@alperengozum
7 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Beden daha savaşımı sürdürürken ruhun savaşımı bırakması utanç verici bir şeydir.
Sayfa 88
Reklam
Her zaman mutlu yaşayabilirsin, çünkü doğru yolu izlemek, ona göre düşünmek ve davranmak senin elindedir.
Sayfa 80
Kusurunu göster ona, dikkatini çek. Seni dinlerse, onu iyileştirirsin, öfkelenme gereği de duymazsın.
Sayfa 79

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilgisizliğin ve kendini beğenmişliğin, bilgelikten daha güçlü olması ne tuhaf, değil mi?
Sayfa 77
Her eyleminde doğruluk ilkelerine göre davranmayı başaramazsan canını sıkma, gönül gücünü yitirme, öfkelenme; yanıldınsa baştan başla; davranışların, en azından çoğunlukla insana lâyık davranışlarsa memnun ol.
Sayfa 74
Reklam
Her zaman en kısa yoldan git; en kısası doğayı izleyen yoldur. Bu yol seni sonunda her şeyi en sağduyulu biçimde söylemeye ve yapmaya götürür. Çünkü böyle bir amaç seni dertlerden ve çatışmalardan, her türlü kaygıdan ve gösterişten kurtarır.
Sayfa 68
Olaylardan oluşan bir ırmak, coşkun bir sel gibidir zaman; çünkü her şey görüş alanımızda belirir belirmez, sürüklenir gider, sonra bir başkası alır yerini, o da sürüklenir gider.
Sayfa 66
Onu gördün, şimdi de buna bak. Tedirgin olma, yalın ol. Birisi yanlış bir şey mi yapıyor? Onu kendine karşı yapıyor. Başına bir şey mi geldi? İyi; daha en başından beri başına gelenler, evrensel doğa tarafından önceden kararlaştırılmış ve yaşamının dokusuna katılmıştır. Kısaca, yaşam kısadır, şimdi'den yararlanmalısın ama, sakınımla ve adaletle.
Sayfa 63
Önünde daha yaşanacak on bin yıl varmış gibi yaşama. Yazgı başının üstünde asılı duruyor. Yaşadıkça, elinden geldi­ğince iyi ol.
Sayfa 61
Aynı sunağın üstüne saçılmış birçok tütsü taneciği: biri daha önce düşmüş, öteki daha sonra; ama arada hiçbir fark yok.
Sayfa 61
Reklam
Şeyleri, fikrini zorla kabul ettirmek isteyen kimsenin yargıladığı ya da senin onları yargılamanı istediği gibi değil, gerçekte oldukları gibi gör.
Sayfa 60
Dışsal şeyler zihnini etkilemez, her zaman onun dışında, devinimsiz kalırlar; bütün tedirginlikler içimizdeki düşünceden kaynaklanır.
Sayfa 59
Öyleyse elini çabuk tut, hedefine doğru ilerle, boş umutları bir yana bırak ve kendine biraz olsun önem veriyorsan, daha vakit varken kendi kendinin yardımına koş.
Sayfa 54
Tam anlamıyla dürüst ve arınmış bir insanın zihninde, hiçbir zaman iltihaplanmış bir doku, bir bozulma, görünüşte sağlıklı, ama içi çürümüş bir şey bulamazsınız. Ölümcül saat gelip çattığında, rolünü tamamlamadan sahneden ayrılan bir oyuncu için denebileceği gibi, yaşamı tamamlanmamış olmaya­caktır. İçinde bayağı, yapmacık hiçbir şey bulunmayacaktır. Ne dışsal şeylere aşırı bağlılık, ne onlardan kopukluk, ne de hesabı verilemeyecek ya da gizlenmesi gereken bir şey.
Sayfa 52
Ger­çekten de, ölüm ve yaşam, ün ve tanınmamışlık, acı ve haz, varsıllık ve yoksulluk, hiç ayrım gözetmeksizin iyilerin de kö­tülerin de başına gelir, çünkü bunlar, başlı başlarına, ne doğru ne de yanlıştırlar. Bu nedenle de, ne iyidirler, ne de kötü.
Sayfa 43
Kendini yüceltmek için başka fırsatın olmayacak çünkü herkesin yaşamı yalnızca bir an sürer, seninki neredeyse sonuna erdi, ama hâlâ kendine saygı duymuyorsun, mutluluğunun başkalarının ruhlarında olup bitenlere bağımlı olmasına izin veriyorsun.
Sayfa 43
Reklam
Nasıl bir evrenin parçası, dünyayı yöneten hangi varlığın türemesi olduğunun; sana ödünç verilen zamanın sınırlılığının, onu zihninin sislerini dağıtmak için kullanmadıkça, bu sınırlı zamanın yokolup gideceğinin, senin de yokolup gideceğinin ve o zamanın bir daha eline geçmeyeceğinin bilincine varmanın vakti geldi, geçiyor.
Sayfa 41
"Daha şimdiden ölümün eşiğinde olduğunu düşün: yaşlısın, bedeninin köle olmasına, ya da bir kukla gibi bencil dürtülerce oradan oraya sürüklenmesine, şu andaki yazgısını küçümsemesine ya da gelecekteki yazgısı için yas tutmasına izin verme."
Sayfa 41
Gün ışıyınca kendi kendine şöyle de: bugün meraklılarla, vefasızlarla, kaba, kıskanç, bencil kişilerle karşılaşacağım. Bütün bu kötülükler bu insanların başına, iyiyi ve kötüyü bilmedikleri için geliyor. Ama, iyinin doğasını kavramış ve onun doğru; kötünün doğasını kavramış ve onun yanlış olduğunu bilen, yanlış yapan kimsenin doğasını kavramış ve onun, benimle aynı kandan, aynı tohumdan geldiği için değil, benimle aynı zihni, tanrısal bir parçayı paylaştığı için akrabam olduğunu bilen bana o insanların hiçbirinden zarar gelemez, hiçbiri beni dürüst olmayan eylemlere bulaştırmayı başaramaz; ne de ben akrabam olan kimseye öfkelenebilirim, ne de ondan nefret edebilirim. Çünkü birbirimize karşılıklı yardım etmek için doğduk biz, tıpkı ayaklar, eller, gözkapakları, iki sıra diş gibi. İşte bu nedenle, birbirine karşı davranmak doğaya aykırıdır; birine kızmak, ondan nefret etmekse, kuşkusuz ona karşı davranmaktır.
Sayfa 40
"Madem ki sana bağlı, bunu niye yapıyorsun? Eğer başkasına bağlıysa kimi suçlayacaksın? Atomları mı yoksa tanrıları mı? İster birileri olsun, ister ötekiler, saçma bir şey olurdu bu. Hiç kimseyi suçlamamalısın. Eğer elinden geliyorsa, insanı düzelt; gelmiyorsa sorunun kendisini; onu da yapamıyorsan, suçlamak neye yarar? Çünkü hiçbir şey amaçsız yapılmamalı."