Popüler olduğu için okumam dediklerim arasında olan bu kitapla lisede tanışmıştım. Klasik bir aşk hikayesine indirgeyemediğim, sıradan bulamadığım bir hikaye benim için. Çünkü bir kitap her insanda farklı bir iz bırakır. O zamanki ruh haliniz, bakış açınız, düşünceleriniz o kelimelerin sizde anlam bulmasında rol oynar. O yüzden her kitap ikinci bir şansı hak eder :)
Kitapta herhangi bir yerde dikkat etmeden yanından geçtiğiniz, kendinden söz ettirecek bir mevkiye sahip olmayan, "sıradan" bir insanın sevgi serüveni işleniyor. Sizin için en fazla 2 dakikalık anlam ifade edecek olan o insanın kendi dünyasındaki farklılığını, sevince ruhunun güzelliklerinin gözler önüne serilmesini görüyorsunuz.
Kitapta birçok yerde kadın- erkek ilişkisinin banalliğine de değiniliyor. Özellikle kadının "av" yerine konulmasını açık bir dille eleştiriyor. Bu kısımlara imza atmamak elde değil tabii ki :)
Kitap beklediğim, istediğim bir sonla bitmemesine rağmen sonradan geri dönüp bakmamı sağlayan bir iz bıraktı bende. O yüzden popülerlik falan dinlemeyin, okuyun derim.