Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevgili Yıldızkız, Artık büyük bir kızsın. Bebek gibi davranmayı bırak. Erkek arkadaşını kaybeden tek kız olduğunu mu düşünüyorsun? Bir sürü erkek arkadaşı var. Sen kayıp nedir bunu konuşmak istersen etrafına bak. Kırmızı, sarı ekose atkılı adama ne demeli? O Grace'i kaybetti. Sevgili karısını. Eminim 50 yıldan uzun bir süredir evliydiler. Senin Leo ile 50 günün bile olmadı. Ve o adamla aynı dünyada yaşarken, üzülmeye hakkın olduğunu mu düşünüyorsun? Betty Lou. Evinden çıkma cesaretini yitirmiş. Kendine bir bak. Sen hiç kapıyı açıp, dışarı çıkabilme gibi basit bir kabiliyet için şükrettin mi? Ve yerleri süpüren Alvina - kendinden nefret ediyor ve bu konuda yalnız değilmiş gibi görünüyor. Tek kaybettiği çocukluğu, geleceği ve hiçbir zaman onunla arkadaşlık etmeyecek bir sürü insan. Onunla yer değiştirmek ister miydin? Ah evet, çakıl taşı yığınlarındaki hilekâr çocuğu unutmayalım. Yosun yeşili İngiliz. Sana ne demişti? "Beni mi arıyorsun?" Pek bir şey kaybetmiş gibi durmuyordu değil mi? Yalnızca... Kendisini. Şimdi kendine bir bak, Arizona'daki, elindekinin değerini bilememiş, seni başka birisine dönüştürmeye çalışmış, sana arkasını dönmüş, seni kurtlara bırakmış, kalbini çalmış ve seni Ocotillo balosuna bile çağırmamış toy bir oğlan için bebek gibi sızlanıyorsun. Ne demek istediğini neden anlamıyorsun? Tık tık? Orada kimse var mı? Senin bütün hayatın önünde ve tek yaptığın geçmişe bakmak. Artık büyü kızım. Sana evde öğretemeyecekleri bazı şeyler var. Doğum belgesindeki kendin Susan Caraway
250 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
diğer incelememin devamı olarak yazacağım, muhtemelen anlamınız için diğerine bakmanız gerekebilir. biraz spoili gibi olabilir.* en son Leo'nun birini seçmesi gerektiği bir seçimle karşı karşıya kaldığını söylemiştim, ya arkadaşları ya da Yıldızkız idi seçenekler. sizce hangisini seçmiştir? aslında hiçbiri. Leo birini seçemeden seçeneklerden
Yıldızlı Sevgi
Yıldızlı SevgiJerry Spinelli · Epsilon Yayınları · 201428 okunma
Reklam
Annemi toprağa emanet ettikten sonra en acı veren şeylerden biri de sana veda etmekti benim için. Ve seni ağlarken görmek... Sen ellerini yüzüne kapatıp hıçkırırken kendimi tutamazdım ki ben. Sana sarılmak kontrol edebileceğim bir şey değildi ki. Ah, keşke sarılmasaydım. Saçlarının kokusunu çek- meseydim içime. Tatmasaydım sana bu kadar yakın olmanın lezzetini. Tarçın... Tarçın kokuyordu saçların. Niye tarçın kokuyorsun Alvina?
Müptela YayınlarıKitabı okudu
Ben bugün başka bir diyarın kapılarından içeriyi gözledim kendimi tutamayıp. Hep içime attığım sırlara süzüldüm yavaşça. Zihnim bir ateşin içinde kavrulurken, serinliğiyle canımı hafifleten sendin. Ah, kendini nasıl bir azaba mecbur bırakıyorsun bu emanet derdine? Hastalığıma ilaç olmak için çırpınışın benliğime ilmek ilmek işlendi dün gece. Tutamadım kendimi Alvina. Senin tenin benim mecburiyetim oldu dün gece. Ellerin saçlarımda dolaşırken seni öpmek, en çaresiz dertlere derman gibiydi. Bir şans tanıdım kendime. Eğer saçlarımı okşuyorsa, bir umut vardır dedim.
Müptela YayınlarıKitabı okudu
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.