Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Beyza

Beyza
@alyeskax
116 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
çünkü hayatta kalabilmek için sık sık ölü nu­marası yaptığımı biliyorum, hatta ölü numarası yapmanın be­nim başlıca hayatta kalma tekniğim olduğunu söyleyebilirim.
Reklam
Özellikle Burada
Devamlı bir “dehşete kapılma hali” içinde yaşıyorum. “Sürekli dehşet” benim “her şeye karşı hazırlıklı olma” isteğimden kaynaklanıyor. Sanki bütün deh­şetleri zaten yaşamışım da her birine ayrı ayrı tepki vermeme gerek kalmamış gibi davranıyorum. Bu nedenle dehşete düşü­rüldüğüm zaman pek dehşete kapılmıyorum artık. Birinin beni dehşete düşürdüğünü (şimdi olduğu gibi) ancak sonra­dan fark ediyorum. Bir görünüp bir kaybolan bir dehşet silsi­lesi içinde yaşamaya başlamam böyle oldu.
Yalnız biri olduğum için günde birkaç kez (yine şimdi de olduğu gibi) özür dilemek gelir içimden. Halbuki gerçekten yalnız bir insan de­ğilim, bunun için suçluluk da duymuyorum. Yalnızlığın gide­rek hoşuma gitmesidir belki doğru olmayan.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
daha önce bu kadar kendimi gördüğüm bir karakterle karşılaşmamıştım
Yabancılaşma ve dış­lanma yüzünden tehdit altında olduğum duygusuna kapıldı­ğımda, beni o anda tehdit eden olayın aslında yıllar önce olup bittiğini düşünmeye çalışırım (normalde), şansım varsa eskide kalmış o kafa karışıklığına güler geçerim. Böylelikle bana nü­fuz etmekte olan bir olayı, çok geride kalmış bir olaya dönüş­türmeyi genellikle başarırım.
Beni sık sık zamanı boşa harcamakla itham eden ölmüş annem geliyor aklıma. Bütün hayatını boşa harca­yan ve bunun farkına bile varmayan annem söylüyordu bunu bana.
Reklam
Şu anda kimse bana kötü bir şey yapma­sa da kendimi suistimal edilmiş hissediyorum. Kimse beni suistimal etmese de zaten hep suistimal edildiğimi ve bu su­istimallerin artık farkına bile varmadığımı düşünüyorum.
kıstırılmışlık duygusu yoğunlaşıyor. Hemen de bıkıveriyorum maalesef. Önce epey bir süre durgunlaşıyorum, sonra epey bir süre canım sıkılıyor, sonra müthiş bir bıkkınlığa kapılıyor ve kaçıp kurtulmak istiyorum.
Terk edilmiş değilim ama kendimi neden yapayalnız hissediyorum?
Bu saatte bile böyle akıllı akıllı düşünmem sinirime dokunuyor biraz. Gerçekte, ben artık zeki falan olmak istemiyorum; her şey çok gülünç, özellikle de geceleri.
Sittin senedir birlikte yaşamamıza rağ­men, bir başka insanın varlığına aslında devamlı katlanamaya­cağını korkusundan kurtulamıyorum. Bu "aslında" her şeyin özü zaten! Bir çamaşırhanenin yöneticisiyim ama "aslında" bambaşka şeyler yapmak istiyorum. Büyük, pis bir kentte yaşı­yorum ama "aslında" bambaşka bir yerde olmak istiyorum. Traudel’le birlikte yaşıyorum ama aslında... hayır, bu düşünce­yi düşünmeye cesaret edemem. Oysa düşündüm bile. Ve işte yine oluverdi: Bir felaketi anlamadan izlemek zorundayım.
Reklam
Ölümümle adeta dirsek teması içindeyim. Bir kitap yazabilseydim başlıca tezi şu olurdu: İnsan felaketleri ancak izleyebilir, kavrayamaz.
Giysilerin epriyip yıpranması sayesinde kişi (hızlıca ve kabaca düşünürsek) kendi yok oluşuna da aşina olur, giderek epriyen giysileriyle üstünde taşıdığı yok oluşu, adım adım hayatına gi­rer. İnsanların eskimiş giysilerini atmaya bu kadar hevesli ol­ması, lime lime olmuş giysilerin işaret ettiği o süreçleri inkâr etmelerinin bir göstergesi bana göre.
eprimek: (giysi, kumaş, halı vb.) dağılacak duruma gelmek, yıpranarak aşınmak, erimek, eriyerek incelmek.
Yeniden gerçekliğe dönüyorum, yani ba­kış zinciri icat etmenin nasıl bir faaliyet olarak görülebileceği­ne kafa patlatıyorum. Bir filozof muyum ben yoksa bir estet mi, sessiz sedasız bir iletişimci miyim yoksa kavramsal sanat­çı mı?
estet: güzel duyusu olan, güzelden anlayan ve güzeli en yüce değer sayan, sanatsal beğenisi çok gelişmiş kimse.
yine susuyorum çünkü her insanın kendi içinde yalnız olduğunu, ayrıca bu yalnızlığın kötü bir şey olmadığını söyleyemiyorum.
Beyza
Bir kitabı okumaya başladı
Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk
Mutsuzluk Zamanlarında MutlulukWilhelm Genazino
7.6/10 · 4.061 okunma
1.250 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.