Tanzimat'tan bu yana her şeyi Batı kafasıyla görmüş, aynı kafayla adlandırmışız. Birçok şeyi adlandırırken seçip kullandığımız sözcükler, durumumuzu ortaya koyuyor: "Amerika'nın Keşfi'ni anlatıyor tarihçimiz hâlâ. "İşgal" değil de "keşif".. Orada zaten Kızılderililer, İnkalar, Aztekler yaşamıyor muydu? "Kraliçe arı" diyoruz, hayvanlar dünyasını anlatırken çocuklarımıza. Neden "sultan" değil?.. Bizde kraliçe mi vardı? Kendimizi Orta Doğulu görüyoruz. Uzak Doğu diyoruz. Merkez neresi, Londra mı? Kendimizi, coğrafyamızı merkez alsaydık ve Avrupa'ya Yakın Batı, Amerika'ya Uzak Batı deseydik ya...