Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Çöküşün Öyküsü
Demek iki yıl Paris' ten uzakta yaşayacaktı: İnsanlar olmadan, iktidarı olmadan; bunca yalnızlığı taşıyacak kadar güçlü değildi o. Bu, onun ölüm fermanı demekti.
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
Odaya yavaş yavaş akşam doldu, ama o akşamı hissetmedi. Çünkü akşam ağırdan alır. Öğle zamanı gibi küstahça pencereden içeri bakmaz, duvarlardan karanlık sular fışkırır, tavanı boşluğa doğru kaldırır, her şeyi yavaş yavaş alıp sessiz sularının içine karıştırır.
Sayfa 31 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir Çöküşün Öyküsü
Kadın gülümsedi, kederle gülümsedi; yine o eski aldanmacaydı bu, sevildiğini hayal ediyordu, ama kimi zaman mevki için yapıyorlardı bunu, kimi zaman kendini beğenmişlikten, kimi zamanda meslekte yükselmeyi arzuladıklarından. Yine de buna kapılıp kendini unutmak çok güzeldi. Hem burada kendisinden başka kandıracağı kimse yoktu.
Sayfa 26 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
İnsan uyanır, neden ve ne için uyandığını bilmezdi; burada onu kendine çeken, çağıran hiçbir şey yoktu.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
Yüreği hep yaşadığı anın içinde kayboluyordu, gerçeği söylerken yalan söylüyor, kandırmak isterken dürüst davranıyordu; tek bildiği, ne hissettiğiydi.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
Çünkü tarihin akışı, zorlanmaktan hoşlanmaz, kahramanlarını kendisi seçer, ne kadar zorlasalar da davetsiz gelenleri hiç acımadan geri çevirir; kaderin arabasından düşen olursa onu artık yukarı çekmemek gerekir.
Reklam
Bir Çöküşün Öyküsü
Ruhu çoktan ölmüştü, geriye öldürülecek yalnızca bedeni kalmıştı.
Bir Çöküşün Öyküsü
Normandiya yolculuğu insanı bıktıracak kadar uzamıştı, ancak daha Courbépine’deki ilk gününde eski neşesine kavuştu. Yerinde duramayan, kıpır kıpır, sürekli yeni şeyler peşinde koşan ruhu, kırlarda yaşanan o pırıl pırıl yaz günlerinin kucağına kendini atıverdi. Deli dolu şeyler yaptı, saçlarına açık renkli kurdeleler taktı, bembeyaz giysisiyle, içinde çoktan ölmüş olduğunu sandığı o küçük kız çocuğuna uyup ağaçlıklı yollarda koşarak, çitlerin üzerinden atlayarak, vızıldayan kelebeklerin peşinden koşarak eğlendi. Koştu da koştu ve yıllardır ilk kez yürürken bütün uzuvlarını ritmik bir biçimde gevşetmenin nasıl da büyük bir keyif verdiğini hissetti, sarayda geçirdiği günlerde unutmuş olduğu yalın yaşamın her yönünü büyük bir zevkle yeniden keşfetti. Zümrüt yeşili otların arasında yatıp gökyüzünü seyretti. Ne tuhaf, yıllardır bir bulutu seyrettiği olmamıştı; Paris’in evlerinin üstündeki bulutların da böyle güzel kenarlı, böyle puf puf beyaz, böyle tertemiz ve kaygan olup olmadığını merak etti. İlk kez gökyüzünü gerçek bir şey olarak algılıyordu.
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
Tarihin akışı, zorlanmaktan hoşlanmaz, kahramanlarını kendisi seçer, ne kadar zorlasalar da davetsiz gelenleri hiç acımadan geri çevirir; kaderin arabasından düşen olursa onu artık yukarıya çekmemek gerekir.
Geri140
409 öğeden 401 ile 409 arasındakiler gösteriliyor.