Zamanın hep beklenen bir yerinde anlaşılmayı çok ama çok isteyen insanlar varmış. Sürekli bir şeyler anlatıyor ve ancak konuşa konuşa anlaşabileceklerini düşünüyorlarmış. Aynı acıyı, heyecanı anlayabilmek ve aynı hissedebilmek için aynı dili bilmenin gerekliliğine inanıyorlarmış. Bir gün dünyanın en etkili tümcelerini özenle, dikkatle bir araya toplamışlar ve başlamış tüm harfler naifce dans edercesine bir ağızdan bir diğer kulağa koşmaya. Bazen bir tebrik bazen bir teselli bazen de halin halimdir cümlesi oluşuyormuş fakat akmıyormuş bu cümleler göze, gönle, kalbe. Zamanla bu sesler beyhude gelmeye başlamış hatta çoğu zaman rahatsız edici gürültülere dönüşmüş. Bu anlaşılamayan insanlar günden güne solmaya başlamışlar, tüm o sözcükleri ardında bırakacak bir hızla. Zamanın en dayanılmaz anlarının birinde bir gün "Duygu" diye adlandırılan bir mucize ile karşılaşmışlar ve sözcüklerin ruhunun duygular olduğunu ve insanların dil ile değil duygular da eşlik ederse ancak iletişim kurabileceklerinin farkındalığını hissetmişler. Bu masalı burada bitirir, bi gün anlaşılmadığınızı ya da anlamadığınızı hissettiğinizde duygularınızı bir yoklamanızı isterim. Yolunuza her daim duyguca bilenlerin eşlik etmesi temennisiyle.. En içten duygularımca Yıldız :) 29.03.2021 15:15