Ancak Kur'an bu kesime (müşrik ve putperestler) saldırdığı ya da onlarla diyaloğa girip onları eleştiriye tabi tuttuğu zaman; onlarla daha genel ifadeler kullanarak konuşur. Acaba neden? Zira Kur'an, şu anda zihnimizde var olan "İslam sadece o dönemde var olan putperestlikle mücadele etmiştir." gibi yanlış bir anlayışı ortadan kaldırmak ve İslamî hareketin geçmişteki diğer tevhidi hareketlerde olduğu gibi amacının şirkin her türlüsünün -putperestlik dâhil- kökünü kazımak olduğunu vurgulamak ister.
"De ki: Siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?" (37/Saffat Suresi 95) Peki, insanoğlu tarih boyunca yeryüzünde sadece kendi elleriyle taş ve tahtadan yonttuğu putlara mı taptı? Kesinlikle değil.
Sayfa 20
Yani adaleti ve mizanı hâkim kılarak mevcut durumu değiştirmek; kabul etmek değil.
Sayfa 34
Allah=İnsan
Tevrat ve İncil'in tahrif edilmeyen kısımları ile Kur'an'ın tümünde istisnasız olarak Allah ile insanlar aynı safta yer alır. Yani sosyal, siyasi ve ekonomik meselelerin -felsefi ve ilmi meseleler değil- ele aldığı tüm ayetlerde "nas/insanlar" sözcüğünün kullanıldığı yere rahatlıkla "Allah" kelimesini koyabilir veya "Allah" kelimesinin geçtiği yere "nas" sözcüğü yerleştirilebilir. Her iki durumda da cümlenin anlamında değişen bir şey olmaz. Söz gelimi: "Eğer Allah'a güzel borç verirseniz..." (64/Teğabun Suresi 17) Ne demek, Allaha güzel borç vermek? Allah'ın kazancı az mı geliyor da -haşa- biz O'na borç verelim?! Ayetin kastı bu değil; ayetin kastı, insanlar birbirlerine güzel borç versinler, demektir.
Bu esas doğrultusunda şu neticeye varmak mümkündür: Sosyal meselelerin söz konusu olduğu ve sosyal anlamda bir saftan, bir yönden ve bakış açısından söz edilen bütün ayet ve hadislerde Allah, insanlar sözcüğünün eş anlamlısı olarak kullanılır. Yani Allah, halkın yanında ve safında yer alır.
Sayfa 35
Ebuzer, Muaviye'nin sarayına gelir ve oradaki topluluğun önünde şöyle seslenir:
"Ey Muaviye! Eğer bu sarayı kendi paranla yatırdıysan israftır. Yok eğer halkın parasıyla yatırdıysan ihanettir!"
Sayfa 286Kitabı okudu
Mele ve mütrefin
Her şeye karar veren ancak hiçbir şeye karşı sorumluluk taşımayan kimseler.
