Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gecenizin Hayırla Bereketle Sadetle Dolması Dileğiyle Değerli 1K AİLESİ
Anne: Cennetin kapısıdır açmasını bilene. Baba: Hazine gibidir bulmasını bilene. Kardeş: Kalbin aynasıdır bakmasını bilene. Evlat: Deniz suyu gibidir ne içilir ne atılır.
bir kere sana güveniyorum kızım diyip sarsaydı. Kızı hayallerinde bile en basit insandan değer dilenir sevgi bekler olmayacaktı. Fakat kendisine de hak veriyordu hiç sevilmiş miydi ki sevmeyi nasıl bilmeliydi? Peki ama kızı sevmeyi bunca sevgisizlikte nasıl öğrenmişti, insanlar kızını nasıl oluyordu da bir anne gibi hissddebiliyorlardı? Aslında çok seviyordu kızını. Onun azcık bir üzüntüsü gözlerinin dolması boğazında yutamadığı bir düğüm kabuslarla dolu bir uyku demekti ama kızı bunları nerden bilebildi ki? Evet sonunda anlamıştı kendisindeki eksikliği sorunu sevmek değil, sorunu korkaklıklıktı: kızı sevgisini gösterince birilerinin kendisini ayıplamasından korkuyor, bu düşüncesini toplumsal kurallar çerçevesinde edep sahibi, türlü ayet ve hadisleri kendince yorumuyla çarpıtarak müthiş bir müslüman ve tüm bunları düşünebilme olgunluğuna mazhar olduğu için harikulade bir entelektüel olduğu kılıflarıyla vicdanını bir bahar soluğu gibi ferahlatacak şekilde örtüyordu. Ancak kızı sevgisi karşısında kimin ne dediğine aldırış etmemekle kalmayıp nasıl oluyordu da çok zaman geçmeden etrafındakileri de sevgide cesur hâle getirebiliyordu. Nasıl oluyordu da insanların çoğu onu ayıplamıyordu. peki ya o nasıl oluyordu da kendisini ayıplayanlara karşı omuz silkerek sevgiden vazgeçmiyordu?
Reklam
Büyük bir aşkmış anne olmak, delilik haliymiş. İçinin her daim pırpır olmasıymış... Hem korkusuzca tüm dünyayı karşına alabilecek cesaretinin olması hem de onun kılına zarar gelecek diye ödünün kopmasıymış... Uyurken nefesini dinlemekmiş anne olmak, nefesindeki cennet kokusunu içine çekmekmiş. Küçülen kıyafetlerine bakarak gözlerinin dolması, her yeni hareketinde mutluluktan kahkahalara boğulmakmış... Hem yatağına alışsın demek hem de koynumda bir saat daha yatsınmış... Dünyanın tüm güzelliklerinin onda toplandığını, doğanın size torpil yaptığını düşünmekmiş... Gece 88 kez uyansan da onun boncuk gözlerini görmek için 89. Uyanışı beklemek ve bunu seve seve yapmakmış... O gözlerine baktığında kainattaki tüm güzelliklerin toplanıp gözlerinden kalbine aktığını, içinin coştuğunu hissetmekmiş... Büyük bir aşkmış anne olmak, delilik haliymiş. Duygularımın tarifi zor... Gözümden mutluluk yaşları, dilimden şükür eksik olmuyor hatırladıkça. Annelerimizin ve anne adaylarının anneler günü kutlu olsun💐
Savaşın Çocukları
Yangın yerine dönüşmüş şu yeryüzünde savaşların en ağır bedelini çocuklar ödüyor. Çocuklar savaşın en zayıf halkalarıdır, dolayısıyla" her savaş çocuklara karşı yapılan bir savaştır." Çocukların düşleri aslında hep aynıdır; dondurma yemek,bisiklete binmek, uçurtma uçurtmak oyuncaklarla oynamak. Ama kimileri tek bir şeyi düşünürler; hayatta kalmayı!. Savaşlar çocuklardan çocukluğunu götürüyor, geleceğe dair umutlarını götürüyor, oyuncaklarını götürüyor, hayallerini götürüyor, sıcacık bir yatağı ve anne kucağını götürüyor, doğacak güneşi götürüyor, uyurken okunacak masalları götürüyor, yüreklerine dolması gereken sevgi tohumlarını götürüyor... ÇOCUK! Hepsi aynı gökyüzünü paylaşıyorlar, bir avuç toprağı paylaşamayanların dünyasında...Barışa, umuda, güneşe hasret...
ŞİİRİM BEN
Sabah kalktığımda hafif, korkak adımlarla merdivenlerinden indim. Kendime bir bardak su doldurup yavaşça dudaklarıma götürdüm. Soğuk su dudaklarımın kenarından süzülüyor ve sonunda halıya düşüp küçük, ıslak bir iz bırakıyordu. Başımı kaldırıp gözlerimi sabunluğun belli belirsiz ayrıntılarından alabildiğimde aynada kendimi gördüm. Yarım kalmış eski
Ölüm
Hayat ne garip değil mi. Kimseyle paylaşamadığınız eşyalarınız gün geliyor birer birer dağıtılıyor. Yokkk ben o ayakkabımı çok seviyorum veremem dediğinizi koyuyorlar önce kapının önüne, öyle dur aman diyemeden anıların bölüşülüyor. Boşuna demiyorlar dünya malı dünyada kalıyor diye. Vaktiniz varken dağıtın hafifleyin. Çünkü o gün bunlar yalnızca acınızın eşyalara dökülmüş hali oluyor. Bir de içinizi görseler. ' İyi misin' lafının küfür gibi geldiği, 'bir ihtiyacın var mı' nın cevabının sadece O'na olduğu ama herşeyin boğazınızda düğümlendiği içinizi ah görseler bir de. Ölüm var, öyle bir var ki hemde düştüğü yeri yakıp etrafını da kül eden. Ölümden daha beter olanı bir annenin ölmesi. cefakar fedakar anne gibi dağ gibi taş gibi bir annenin ölmesi, koyman bir mezara üstüne toprak atan evladının gözyaşıyla dikmen üstündeki sevdiği çiçeği,kapatman kapıları ve bir daha seni balkonda bir sigara yakıp beklememesi, sevdiğin adama iş çıkışı ben annemlere geçiyorum sen de oraya gel diyememen. Teklifsiz habersiz gittiğin her an sonsuz sevgiyle karşılandığın bir kapının kalmaması. Yağan her yağmurda ıslanır mı diye gözlerinin dolması
Reklam
Oyuncu Anne
Sosyal medyada takip etmeyi çok sevdiğim bir sayfa var: Oyuncu Anne - Şermin Çarkacı. Gün içinde çocuklarıyla oynadığı oyunları, yaptığı faaliyetleri, katıldığı etkinlikleri, bahçesini, kitaplarını anlatır. Her yeni gün, yaptığı paylaşımlardan mutlaka bir şeyler öğrenirim. Sosyal medyadaki kıyafet reklamı yapan kızçelerden, ilişkilerinin her