Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Demet

Maske
İnsanın içini donduran o varlığa soluk soluğa gömüldüm. Dayanamıyordum, "baba, anne, kardeş, kız arkadaşlar, hısım, akraba" sözcüklerini söyledim; o sözcükleri ne kadar iyi anlıyordum, tanıdık çehreler göründüler, onları tanıdığıını onlara itiraf etmem gerekiyordu. Evet ama insanın dört annesi ve bir o kadar da babası olamazdı, öyleyse yine delilik senaryosuna mı dönüyoruz? Bu kadar aptal ve bu kadar ısrarlı?
Sorularıma hiçbir yerde yanıt bulamıyordum: Ben olan ve ben olmayan bu boşluktan geri çekildim. Tek olana geri döndüm.
Ruhumla bedenimin dışında neyim vardı? Hasılı anlaşılmaz bir haldi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Artık mutlak yalnızlık beni korkutmuyor, tersine işime geliyordu...
Şimdi akıl almaz bir mucize olsa da, karşılaşmamızı unutabilseniz. Dua etmeyi bilsem bunun için dua ederdim.
"Ne zaman ve nerede?" diye sordu. "En iyisi şöyle diyelim: Hiçbir zaman ve hiçbir yerde," dedim.
Onunla konuşurken, "Deli bir kadınsam," diye düşündüm, "her şey iyi bitecek. İnsan kendini delilikten bir düşten kaçar gibi kurtarabilir. Her iki halde de umut var."
Ama benden ne istiyordu, ne? Bu konuda düşünmeye fırsat bulamadım, çünkü başka bir şey dikkatimi çekti.
Düşlerde birinin burnunu çimdiklemek can yakar mıydı? Biraz korktum, çünkü istediğimi yapamıyordum, sanki içimde görünmez bir engel vardı. Duraksadım; gerçeklikle düş arasında neye inanacağımı bilemeden yürüdüm...
Susun herkes sussun
Gözlerim kapalı öylece dururken her yandan sözcükler üstüme geldi...
Ve sonra, duymadığım ama duyumsadığım bir sesle içimden bir tel koptu...
Gözlerimi açıp gülümsedim, ilerledim, elbiseler de benimle ilerledi; gururla yürüdüm, çemberli eteğim çepeçevre kuşatıyordu beni; nereye gittiğimi bilmeden ilerledim, çünkü bu bir saray balosuydu ve az önce yaptığım hata, yani başları küre, gözleri ıslak düğmeler sanışım, genç bir kızın aptalca gafı gibi güldürdü beni; bu yüzden sırıttım, ama yalnızca kendimeydi gülüşüm. Çok uzak sesleri duyabiliyordum; saray erkanının onaylayan sözcüklerini, beyefendilerin gizli iç çekişlerini, hanımefendilerin kıskanç solumalarını ve "Allahaşkına kim bu genç hanım, Kont Hazretleri?" deyişlerini duydum. Ve o dev salonda, kristal örümceklerin gül yaprakları saçan ışıkları altında yürüdüm. Yaşlı hanımların boyalı yüzlerinden akan hoşnutsuzluğunda, esmer beylerin şehvetli bakışlarında kendime baktım.
Önümde dünya parıltılı bir manzarayla rengarenk uzanıyordu...
Sayfa 64 - AldanmaKitabı okudu
Zamansız bu tükeniş//gülüşündendir
Geride bıraktığım yerlere ne zaman dikkat etmeye başladığımı söyleyemeyeceğim...
Gözler, sınırsız derinlikte, hareketsiz gözler, yuvarlak pencerelerin arkasından beni seyrettiler ve sonra uzaklaştılar, ama belki de ilerleyen bendim...
17,9bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.