Ölüm
"Ölüm; üzücü bir kötülük olmaktan ziyade, kendi tabiatımızı tamamlayan bir hadisedir." Ebu Yakub el-Kindî
Sayfa 120 - Litera YayıncılıkKitabı okuyor
Belaların bize uğramamasını istemek, hiç var olmamayı istemektir. Çünkü belalar tüm varlıkların bozulabilirliğinin ayrılmaz unsurları olup bozuluşun olmadığı yerde varlık da olmaz.
Sayfa 120
Reklam
Çünkü bugün Hitler dendiği zaman insanların aklına İkinci Dünya Savaşı sonrasında, büyük ölçüde Yahudilerin tahakkümündeki sinema dünyasının, basın-yayın organlarının icad ve inşa ettiği Hitler tipi geliyor: Meczup, gaddar, cahil, nutuk budalası, toplama kampları, gaz odaları, gamalı haç, gadre uğramış ve katledilmiş Yahudiler... İkinci Dünya Savaşı bitinceye kadar bütün dünyada, hususen İngiltere'nin, Fransa'nın, Rusya'nın gadrine, işgaline uğramış ülkelerde, bu arada Türkiye’de de Hitler kesinlikle böyle biri değildi; dünyaya nadir gelen bir kahraman, hem de cihanı titreten bilge bir kahramandı. 1930'lu yılların TBMM albümlerine, üniversite yıllıklarına, gazete sayfalarına bakarsanız sizi ekseriyetle, şimdi sadece filimlerde gördüğünüz “Hitler bıyığı” karşılayacak. Bülent Ecevit'in babasi Prof. Fahri Ecevit'ten Prof. Fuat Köprülü'ye, Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı'ya... ayrı meşreplerde birçok Hitler bıyıklı zat... Orhan Seyfi Orhon, Ömer Asım Aksoy, İbrahim Alaettin Gövsa, Ahmet Emin Yalman, Ali Canip Yöntem... Cumhuriyet gazetesinin sahibi Nadir Nadi'nin, felsefeci Prof. Macit Gökberk'in de Hitler hayranı olduklarını bugünden geriye giderek tahmin edebilir misiniz?
İslam düşünce tarihi araştırmalarıyla ünlü Macit Fahri, 'fetih ve çevirilere atıf yaparak, eğer Müslümanlar kadim uygarlıklar ve eskilerin birikimleriyle karşılaşmasaydı, yani fetihler ve onların tetiklediği çeviriler olmasaydı İslam dünyasında herhangi bir düşünsel gelişimin yaşanması mümkün olamazdı' yargısını ileri sürmektedir.
Sayfa 52
Farabi, Aristo’dan farklı olarak ferdi nefslerin ölümden sonra yaşayabileceklerini kabul etmektedir. Aristo ise fa’al aklın bütün insanlığa şamil külli aklilik ilkesi olarak ayrı bir hayatı olacağını düşündüğünden, ferdi nefslerin ölümden sonra yaşatmalarını ihtimal dışı bırakmıştır. Bu itibarla ve onun nefsin tenasühünü yahut yeniden doğuş çemberi ile sonsuza kadar dünyaya gelişini kısmen kabul etmesi bakımından Farabi’nin ferdi ölümsüzlük ve nefsin nihai kaderi görüşünün Platon’unkine daha yakın olduğu ve cahil yahut alim bütün nefslerin dirileceğini söyleyen İslami öğretiye de temelde zıt olduğu açıktır.
Sayfa 155
Farabi’de Akıl
Farabi aklın altı manada kullanıldığını belirtir. 1. Genellikle halkın konuşmasında akıllı ve faziletli derken kastettiği ve Aristo’nun phronesis (taakkul) dediği Akıl. 2. Kelamcıların akıl bunu emreder veya nehyeder derken kasdet-tikleri küsmen sağduyu ile aynı manada olan akıl. {{?}} 3. Aristo’nun Kitab el-Burhan (İkinci Analitikler)’da
Sayfa 148
Reklam
135 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.