Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sadece Müslümanlar, siyasi görevlere gelebilirlerdi; fakat burada dahi, Müslüman kökenli olmak zorunlu değildi. Siyasi görevlerdekilerin büyük kısmı olmasa da kayda değer bir kısmı birinci ya da ikinci nesil mühtediydiler. Kadılık görevleriyse, eski Müslüman ailelere tahsis edilmişti. Ancak devletin bir organı gayrimüslimlere açık kalmıştı. Kârlılık ihtimaline rağmen riskli bir faaliyet olan iltizamla meşgul olanların hatırı sayılır bir bölümü Hristiyan ya da Yahudi'ydi.
Sayfa 21 - Kronik KitapKitabı okudu
Avrupalılar, on yedinci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'ndan genel olarak "Türk İmparatorluğu" ve Müslüman halkından ise "Türk" diye bahsederlerdi. Fakat bu adlandırmalar yalnızca bir dereceye kadar doğrudur. İmparatorluğun nüfusu din, dil ve toplumsal yapısı göz önüne alındığında heterojendi. Sultanların ve yönetici elitin dini olan İslam hâkim dindi, fakat Rum ve Ermeni kiliseleri imparatorluğun siyasî yapısında önemli bir yere sahipti ve çoğu bölgede sayıları Müslümanları geçen geniş Hristiyan topluluklarını barındırırdı. Ayrıca hatırı sayılır bir Osmanlı Yahudileri nüfusu mevcuttu.
Sayfa 19 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
"Osmanlı İmparatorluğu, varlığının devamı sultanın erkek varis sahibi olmasına ve siyasî istikrarı bir dereceye kadar imparatorluk hane halkı içindeki istikrara bağlı olan bir hanedan devletiydi."
Sayfa 105 - Kronik KitapKitabı okudu
"1498'de II.Bayezid donanmayı büyüterek korsanları gemilerine kaptan yaptı. Korsanlık, Osmanlı denizcileri ve amirallerinin yetişmesi için en önemli okul hâline gelecekti; korsanlık ile Osmanlı donanması arasındaki bağı tesis eden II.Bayezid'dir."
Sayfa 60 - Kronik KitapKitabı okudu
"On dördüncü yüzyıl kaynaklarına göre I.Murad, kendini henüz 'sultan' değil de 'emir' olarak nitelemektedir. Orhan Bey'den aldığı mirasla tesis ettiği bu emirlik, Osmanlı hâkimiyeti altında bir beyler birliğinden meydana gelmekteydi."
Sayfa 33 - Kronik KitapKitabı okudu
"Osmanlı İmparatorluğu'nu kuran ve Osmanlı hanedanına adını veren Osman Bey'di; fakat Osman Bey'in beyliği, oğlu Orhan Bey'in zamanında (1324?-1362) daha yerleşik hâle gelmiştir."
Sayfa 28 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Colin, akıllı ol , diyor Hoca
Colin Imber, çarpıcı olmak hevesiyle kuruluş dönemi rivayetlerini "black hole" karanlık kuyu, çukur deyimiyle tarihi bir kaynak saymaz, biz de revizyonist akımı temsil eden bazıları Tevarih-i bir kenara koyma eğilimindedir.
"Osmanlı İmparatorluğu, özel olarak İslamî ya da özel olarak Türk değildi. Çeşitli sakinlerinden talep edilen tek sadakatin tâbiiyet olduğu ve hatta bunun da sadece baş kaldırmamak ve vergileri ödemekle sınırlı kaldığı bir hanedan imparatorluğuydu."
Sayfa 21 - Kronik KitapKitabı okudu
Osmanlı Devleti'nin 700. yıldönümünde tarihçinin önündeki soruları şöyle özetleyebiliriz: 1300'lerde Bizans-Selçuklu sınırında ortaya çıkmış olan bu Türkmen beyliği nasıl olup da bir dünya imparatorluğu hâlinde gelişmiştir; bu imparatorluğu altı yüzyıl ayakta tutan yapısal ve tarihsel faktörler nelerdir; Osmanlı imparatorluğunu ne dereceye kadar bir Türk imparatorluğu sayabiliriz; bu imparatorluğun bugün Türkiye ve dünya tarihinde kalıcı etkileri nelerdir? Tarih ilmi bütün bu soruları yanıtlamaktan uzaktır; ama son yarım yüzyılda, özellikle Osmanlı arşivlerindeki çalışmalar sayesinde bir çok meseleyi daha iyi anlayabiliyoruz. Yanıt isteyen ilk ve en çetrefil sorulardan biri, ilk siyasi çekirdeğin ne zaman, hangi koşullar altında ortaya çıktığı, Osman’ın bir hanedan kurmayı nasıl başardığı, ve 60-70 yıl içinde bu devletin, Bizans ve Balkan devletleri üzerinde egemen olması sorunlarıdır. Burada biz yalnızca bu devletin doğuşu problemini ele alacağız.. Osmanlı Devleti ne zaman ve nasıl ortaya çıkmıştır? Son beş yıl içinde araştırmalarımızı bu konu üzerinde topladık. Batı tarihçiliğinde (Colin Imber) toptan bir efsane sayılıp bir tarafa bırakılan en eski rivâyetin, Aşık Paşazâde (Aşpz.) tarihine geçmiş olan ilk menâkibnâmenin yeni bir analizine yöneldik. Orhan'ın imamı İshak Fakih'e kadar giden bu menâkibnâmedeki bilgileri, Bizans kaynakları, topografi ve toponomik verilerle kontrol ettik; bu araştırmaların ışığı altında ortaya çıktı ki, epik nitelikteki bu menâkibnâme tenkitli bir biçimde analiz edilirse, son derece önemli bir tarihi kaynaktır.
153 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.