Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hitler büyük adam diye Mustafa Kemal gibilere denir demiş.Sert davranışlarına,kararlılığına,gücünü göstermiş tarzına dikkat çekmiş.CHF'ye parti olarak yaklaşmayıp kendi ordusu gözüyle bakıyor olmasını çok beğeniyormuş
Reklam
Kendi ülkesi için yani vatanseverlik duygularıyla görev yapmıyorsa,casusun güveniliri olmaz.
Bazen insanlık durumları,nedeni yada sonucu olduğu dünya durumlarının karşısında nasıl da önemsiz bir ayrıntıya dönüşüyor.
SSCB komünistler Amerika yada öteki Batılı ülkelerde demokrasinin uygulandığını düşünmezler.Sovyetler Birliğini yönetenler,proletarya diktatörlüğünün gerçek demokrasi,sizin göstermelik demokrasilerinizin aslında sermayedarların diktatörlüğü olduğunu düşünüyorlar.Onlara göre Hitlerin diktatörlüğü ile Roosevelt yada Chamberlainin diktatörlükleri arasında fark yoktur.SSCB açısından asıl savaşın komünizm ile kapitalizm arasında gerçekleşir.
Reklam
Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer.Kötülük yapan insanlar olduğu için değil,yanlarında durup onların kötülük yapmalarına izin verenler olduğu için Albert Einstein
Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasındaki 1000 altın olayı
Yavuz Sultan Selim, babasının zamanında Trabzon valisi iken bir derviş kıyafetine girip İrana gider; kasdi o memleketin ahvalini gözüyle görmektir. Tebriz şehrinde misafir olduğu handa satranç oynayıp herkesi yenmeğe başlayınca satranç meraklısı Şah İsmaile haber verilir, o da dervişi huzuruna davet eder. Sultan Selim ilk oyunda hatır sayarak yenilir, fakat ikinci oyunda Şaha aman vermeyip mateder. Şah kızar ve elinin tersile dervişin çıplak göğsüne vurarak: - Bre derbeder Aşık! Hiç Şah olanlar mat edilir mi? Edebin yok imiş! der ve Şehzadeye 1000 altın ihsan eder. Derviş huzurdan çıkıp ata bineceği sırada o 1000 altını kesesiyle beraber kimseye göstermeden binek taşının altına saklar.Aradan yıllllar geçip de Yavuz Selim Padişah olduktan ve Şah İsmaili Çaldıranda mağlup ederek Tebriz şehrine girdikten s on ra Şah sarayına gider ve Sekbanbaşı Bal yemez Osman Ağaya: - Osman Ağa!.. Şu kapı eşiğinde Şahın ata bindiği taşın altında kendi elimle konmuş bin altın vardır, helâl maldır, sana hediye ettim! Der. Herkes hayretle bakışır. Osman Ağa taşı kaldırır.. Kesesi çürümüş, bin altın bir kor yığını halinde dururmuş. Balyamez Osman Ağa bu fıkrayı anlatırken hüngür hüngür ağlarmış.. - O zamana kadar bir hikâye sandığımız satranç kıssası meğer hakikat imiş.. dermiş
Bazen aynı coğrafyada yaşamakla birlikte birbirinden farklı iki topluluk ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın karşı karşıya getirilemez.Bazen de yüzlerce yıl yedikleri içtikleri ayrı gitmemiş,dost olarak yaşamayı becermiş topluluklar,hiçbir karıştırıcı faktör olmadan dahi kanlı bıçaklı oluverir.
Eğer koşullar uygunsa ve iş doğru yapılırsa sonuç mutlaka iyi olur.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.