Akıllı insanlar tarafından sevilmenin verdiği memnuniyetin ardından en büyük zevk, düşüncelerin yerini tutan şeyleri ancak zırvalar şekilde açıklayabilen müsveddeler tarafından anlaşılmamaktır...
Nihayetinde her şey bir sınava tabi tutuluyor: Düşünceler, amaçlar, anlaşıldı sanılan dersler , başarıldı sanılan ilerlemeler ...
Üstelik bu sınav tek bir kağıt üzerinde yapılıyor: İnsanın kendi hayatı.
Daha iyi bir insan olmadıysan, dünyevi nesnelerden uzaklaşmadıysan, bedenin arzu, gereksinme ve duyularından bağımsız olamadıysan, saatler boyunca dizlerinin üstünde oturup meditasyon yapmak ne işine yaramıştır ki? Şiddet içeren pazar ekonomisinden yararlanmayı sürdürüyorsan, şiddetsizlik vaazları vermenin değeri nedir ki?
Hayat ve ölüm üzerine uzun uzun kafa yorup sonra dramatik bir sahne karşısında yapılması gerektiğini bildiğin şeyi yapamayıp eski, koşullanılmış tepkiyi veriyorsan, onca düşünmüşlük ne if a de eder ki?
.
Tüm bu sahtekarlıklar, çevrilen dolaplar, şiddet, yağma, yangınlar, katliamlar, müsadereler, zorunlu para kullanımı uygulaması ve bu Devrimi meydana getirmek ve devamlılığını sağlamak amacıyla başvurulan her tür despotluk ve gaddarlığın, bütün erdemli ve ölçülü zihinlerin ahlaki hassasiyetleri üzerinde sarsıcı bir doğal etkisi varken, bu felsefi sistemin yardakçıları, eski Fransız monarşik hükümetine yönelttikleri nutuklarla adeta gırtlak patlatmaktadırlar.
Bir dizi rejim değişikliğiyle çalkalanmış, ayrıca görüşlerinden rücu edenlere çok fazla tanık olmuş bir ülkede, bugünkü suçlu, yarının yargıcı olabileceği için politik adaletin özellikle iğrenç bir yönü vardır.
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin.
_Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur.
_Sağlıksız bir zihinle ne
Kralın düşmanlarına karşı açılan davalar her zaman eşi benzeri görülmemiş bir şekilde sürdürülüyor; yargılama usulleri olabildiğince basitleştiriliyordu; sıradan suçlar için bile yeterli sayılmayacak zayıf kanıtlarla yetiniliyordu.