"Bilinç... evrenin varlığının ta kendisinin anlaşılmasını sağlayan olgudur." Roger Penrose, 1989
Zihinde ya da beyinde gelişen ve ulaşamadığımız olaylara bilinçdışı olaylar denir. Ancak, bilinçlilik dile ya da yalnızca kendinin farkında olmaya bağlı değildir. Örneğin, müziğe daldığımızda kendimizi unutabiliriz; ama bu fiziksel olarak kopmuş olmak demek değildir.
Reklam
Etrafındaki dünyaya yanıt verebilecek yetenekte görünen her yaratık için bilinçli denebilir: uyanık ve canlıdır; kendinin bilincindedir ve kendinin farkındadır.
Bizler çoğu zaman kendimizin, bedenimizin, duyularımızın ve düşüncelerimizin farkındayızdır. Bilincin yerinde olması demek, bir ölçüde kontrollü düşünce ya da gözlemle algılamak ya da dikkat etmek demektir. Yani, farkında, uyanık, tetikte olmaktır.
Şizofrenlerdeki delüzyonlar belirgin şekilde tuhaftır. Örneğin, biri beyninin başka birininkiyle yer değiştirdiğine ya da boyunun metrelerce uzadığına inanıyor olabilir. Diğer yandan, tuhaf olmayan delüzyonlar da mümkündür. Örneğin, biri izlendiğine, fotoğraflarının çekildiğine ya da hareketlerinin kaydedildiğine inanırken, bir diğeri biri tarafından yavaş yavaş zehirlendiğini, bir başkası da, partnerinin onu aldattığını ya da patronunun veya komşusunun kendisine aşık olduğunu iddia edebilir.
Delüzyon ya da sanrı, gerçekte hiçbir temeli olmayan sabit, değiştirilemez, ısrarlı, yanlış inanıştır. Bir kişi ya da grubun kapıldığı, yanlışlığı gösterilebilir, tamamen hayal ürünü ya da daha çok, kişinin kendi kendini aldattığı inanışlardır. Genellikle, delüzyonlu kişinin inancına güveni tam ve mutlaktır. Bu inanışlar pek düzeltilemez; yanlış olduğunu açıkça gösteren tartışılmaz görüş ve kanıtlara da dirençlidir.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.