Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Turgut Cansever (mimar, sanat tarihçisi, şehirci), meselâ Süleymaniye Camii çevresindeki evlerin pencerelerinin, camii daha büyük göstermek için vasatî pencere ölçeğinden daha küçük imal edildiğini söylüyor. Üsküdar Mihrimah Sultan Camii'nin arkasındaki sadrazam konaklarında da pencereler daha küçük tutulmuştur. Böylece âbidevî (anıtsal) camiiler akıl almaz bir nisbî büyüklük kazanmaktadır. Bu gerçek, Osmanlı dünyasında, dolayısıyla bu dünyanın özetini veren İstanbul'da, birbirine kıyasen büyüklüğün gerçek ölçek olduğunu, yani metre gibi bir ölçüye dayanan büyüklüğün hiçbir şey ifade etmediğini gösterir. Bugün abîdevî camilerin yanı başında devâsâ apartmanların yükseldiği, hatta bazı tarihî camilerin üzerlerinden köprülerin geçtiği düşünülecek olursa, ölçülerimizin ne kadar değiştiği konusunda daha açık bir fikir edinilebilir.
kapı
Âlem..
Başladığı noktadan itibaren dönüp duran şu devran binlerce şekle bürünüp görünmekte. Her noktadan bir dönüş başlamakta, yine o noktadan bitmekte. Merkez de o, dönen de o. Bir zerreyi bile yerinden oynatsan, bütün âlem baştanbaşa bozulur gider. Her şey başı dönmüş, hayran bir halde. Bir zerre bile imkân sınırından dışarıya adım atmamış. Şebüsterî
kapı
Reklam
Dış dünyada gözlerimize güzel görünen şey, aslında mutlak güzelliğin, ilâhî cemalin yansımalarıdır..
kapı
O güzel kendi gözünle bakma; arananı arayanın gözüyle gör. Hatta âriyet olarak ondan bir göz, bir görüş al da onun yüzüne, onun gözüyle bak. Mevlânâ
kapı
Çağımızı ilgilendirmeyen sorular..
Ömründe hiç Itrî yahut Dede Efendi dinlememiş, Mimar Sinan'ın herhangi bir eserine şöyle bir kere olsun alıcı gözle bakmamış, Fuzûlî 'nin tek mısraını bile ezbere okuyamayan ağabeyler '' Sinan'lar, Dede Efendi'ler, Fuzûlî'ler, milli kültürümüz, mefahirimiz... '' diye söze başlar, hamasi nutuklar atarlardı. Tamam da, bu büyük sanatkârlara bu muhteşem eserleri yaptıran güç nasıl bir güçtü? O ölçülere nasıl ulaşmışlardı? Eserlerini verirken hangi dünya görüşüne dayanmış, hangi estetik ölçüleri uygulamışlardı? Bana Mimar Sinan'dan şu somut yapılar dışında kalan ne?
Mimesis teorisi ve asırları aşan ortak bakış açısı
Mimesis: Doğa ve insan davranışının sanatta ve edebiyatta taklidine dayanan temsildir. Yaptığınız resmin konu olarak aldığınız objelere tam olarak benzeyip benzemediğini anlamak istiyorsanız, bir ayna alın ve bu objelerin onda nasıl yansıdığına bakarak gördüğünüzü yaptığınız resimle karşılaştırın. Leonardo da Vinci İstersen bir ayna al eline, dört bir yana tut. Bir anda yaptın gittin güneşi, dünyayı, yıldızları, kendini, evin bütün eşyasını, bütün canlı varlıkları.. Eflatun
Reklam
Akıl ve zekâ taslamak İblis'ten, aşk Âdem'den.. Mevlânâ
kapı
Sûfi, kendisini vuslattan alıkoyacak şeytana karşı mücadele etmek ve galip gelmek zorundadır. Aşk'ın şeytanla barışması düşünülemez. Çünkü bu iki prensip, birbiriyle asla barışamayacak iki haddi temsil etmektedir. Yalnız bu noktada, şeytanın insanın manevi gelişmesi için gerekli bir prensip olduğu unutulmamalıdır. Şeytan eğer Allah'ın emrine karşı geldiği için yok edilmiş olsaydı, Âdem cennetten kovulmasına sebep olan suçu işleyemeyecek, dolayısıyla Muhammed İkbal'in de ifade ettiği gibi '' tefekküre daha varamamış halden çıkıp kendi kuvvetlerini idrak edemeyecek' , yani iyi ile kötü arasındaki farkı göremeyecekti. Bu da seçme zevkini tadamaması demektir. Kısacası, insanın hürriyeti, daha doğrusu insanın oluşu, şeytanla karşı karşıya bırakılmış olmasıyla ilgilidir.
kapı
903 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.