Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her sitede iki mizaç vardır: Halka ait olan ve ekabire ait olan. Halk hükmedilmek, ezilmek istemez. Ekabir hükmetmek, ezmek ister. Lefort'a göre, asıl önemli olan Machiavelli'nin bu çok bilinen görüşünden çıkardığı sonuçtur. Yalnızca bu çatışmanın kendini açığa vurabildiği yerlerde, yani yalnızca halkın ekabirin baskısına direnebildiği yerlerde iyi yasalar yapılabilir ve yalnızca orada cumhuriyet kendi adına layık olur. İşte böyle düşündüğü için Machiavelli, diğer bütün tarihçilerden farklı olarak -Lefort, bunun özellikle altını çizer Roma'nın zaman zaman yaşamış olduğu karışıklıkları övmektedir.
Eylemleri (azioni) ve yaşamlarına (vita) bakılırsa, talihin (fortuna) onlara bir fırsattan (occasione) başka bir şey vermediği görülür; fırsat ise onlara istedikleri formu verebilecekleri bir madde sunmuştur; bu fırsat olmasaydı, onların bağrındaki virtu (la virtu della animoloro) sönerdi; [keza] bu virtu olmasaydı, fırsat boşa giderdi.
Reklam
"insanların eylemlerinde ..." der Machiavelli, "özellikle de prenslerin eylemlerinde sonuca bakılır... Çünkü sıradan insan hep görünüşten, bir işin sonucundan etkilenir ve dünya sıradan insanlarla doludur."
'Gibi görünmeyi' gerçekten olmanın üstüne çıkararak, görünüşe ve görünmeye eski itibarını geri vermeye çalışırken, mevcut ahlaki şemayı baş aşağı çevirir, altını üstüne getirir. Prense cömert görün ama cömert olma; şefkatli görün ama şefkatli olma; acımasız görün ama acımasız olma; kötü görün ama kötü olma; iyi görün ama iyi olma; dindar görün ama dirıdar olma tavsiyesinde bulunur. Felsefenirı kadim ayrımı olan görünüş ve gerçek ayrımı, Machiavelli'de de vardır.
.."Bir bütün olduğu sanılan Tanrı'nın evi üçe bölünmüştür: Bazıları dua eder, diğerleri savaşır, ötekiler de çalışır. Yan yana varolan bu üç kesim, birbirlerinden ayrı oldukları için acı çekmezler; bir kesimin sunduğu hizmetler, diğerlerinin işlerinin önkoşuludur; herbiri, kendi payına, bütünün ihtiyacını karşılamayı üstlenir. Bu yüzden, söz konusu üçlü toplanma, yine de bir sayılmaktan geri kalmaz; işte böylece, yasanın üstünlüğü sağlanabildi ve dünya barışa kavuşabildi."
Erasmus ve Machiavelli. Bu iki ad, modern düşünce doğarken ortaya çıkan iki karşıt savın temsilcileridir. Bir yanda, Erasmusçuluk, soyut bir insan anlayışına dayalı evrenselci düşünceyi oluştururken, diğer yanda Machiavelli somut güç ilişkilerine dayalı bir yetel iktidar düşüncesini geliştirir. İnsanlığın ortak yararını ulusal çıkarlardan daha önemli görenler, Erasmus'a açıkça sahip çıkarken, devlet mantığını her türlü kaygının önüne geçirenler, Machiavelli düşüncesini izledikleri halde, Machiavelli yandaşı sayılmaktan çok korkarlar.
Reklam
Emek ve akıl
Poyraz; elekten maske yaptın anladık. Yüzünde arıların sokacağı açık bir yer kalmadı. Yalnız burnun kocaman, dışarı çıktı çıkacak. Bir ar konmasin burnuna, tellerin üstünden sokar." Baytar Cemil; Sokamaz. Arının o kadar aklı olsa bir yıl çalışarak ürettiği balı başkasına kaptırıp da kendisi aç kalır mıydı? Poyraz; Hırsızlar onlara da azıcık bir şeyler bırakırlar."
Sayfa 181 - YKYKitabı okudu
“Anlam başkasından gelir” yolundaki temel dışsallık aksiyomu, kendisini en belirgin olarak iktidar figürüne boyun eğme eyleminde gösterir.
Devlet, her şeyden önce, toplumu devlete karşı koru­ma amacına yönelik ayrım aracını, topluma karşı çevirerek ortaya çıktı.
Toplum kurucu ve yasakoyucu güçlerle canlı insanlar arasındaki ayrım, bir eşitlik unsuru olmaktan çıkarak, insanın insana kulluğunun aracı haline gelmiş­tir.
352 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.