Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hasan

Hasan
@pourlequipe
Gerçekçi olmaya çalışacağım.
Öğrenci
15 Temmuz 1999
87 okur puanı
Ekim 2017 tarihinde katıldı
320 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Reklam
Fransızca konuşan bir aydın ve İstanbul'daki meclisin başkan vekili olan Ruhi Halidi bir Arap milliyetçisi değil bir Osmanlı liberaliydi. Kendisi Siyonizmi dikkatle tetkik etmişti, hatta hakkında kitap yazmış ve onun bir tehdit olduğuna karar vermişti. Mecliste, Yahudilerin Filistin' den toprak satın almalarını engellemeye çalıştı. Ailelerin en zengin üyesi olan Ragıp el-Naşhaşhibi de Meclis'teydi ve "Tüm enerjisini Siyonizm tehdidini ortadan kaldırmak için harcayacağına" söz vermişti.
Sayfa 634 - E-kitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Altmış yaşının üzerinde olan Şerif Hüseyin, Arabistanlı Lawrence tarafından, "Bir ölçüde kendini beğenmiş, açgözlü ve aptal. Bir devleti yönetmeye layık değil ama şu noktada İngiliz çıkarları için gerekli bir adam" olarak tarif edilmişti.
Weizmann, "İngiltere bir İncil ülkesidir. Eski usul İngiliz devlet adamları samimi dindarlardır. Dönüş kavramını bir gerçeklik olarak idrak etmektedirler. Bu onların inanç ve geleneğine uymaktadır," diye yazdı. Lloyd George'un yardımcılarından birisi Amerika'ya ek olarak, "İncil okuyup, İncil düşünen İngiltere, Yahudilerin eski anavatanlarına dönmelerinin inkar edilemeyecek doğal bir istek olduğunun kabul edilebileceği tek yerdir," demişti.
Sayfa 658 - E-kitapKitabı okudu
Reklam
Churchill'in babası ona , Yahudilere hayran olmayı öğretmişti ve Siyonizm'i iki bin yıllık ıstırabın doğal sonucu olarak görüyordu. Churchill, Lenin'in, Sovyet Rusya' da yarattığı kızıl korku sonrasında Siyonist Yahudilerin "Uluslararası Yahudi denen şeytani bir ucubenin önderliğindeki bir Yahudi hareketi olan Bolşevizm denen vahşete karşı panzehir olacağına" inanıyordu.
Sayfa 687 - E-kitapKitabı okudu
1000 yıl boyunca Kudüs sadece Yahudilere aitti: 400 yıl boyunca Hristiyanların ve 1300 yıl boyunca da Müslümanların oldu ve bu üç inanç da Kudüs'ü kılıçla, mancınıkla ve sahra topuyla kazandılar.
Sayfa 806 - E-kitapKitabı okudu
.. Amerika ve İsrail bundan fazlasını paylaşıyordu çünkü ikisi de ilahi bir boyutu da olan özgürlük idealleri üzerine kurulmuş ülkelerdi: Biri "tepedeki şehir" olan yeni Siyon ve diğeri de eski Siyon'du. Amerikalı Yahudiler zaten sadık destekçilerdi ama artık Amerikalı evanjelistler de İsrail'in kutsanmış bir ülke olduğunu düşünmeye başlamışlardı.
Sayfa 775 - E-kitapKitabı okudu
Evanjelistler, İsa'nın gelmesi için gereken iki şartın yerine geldiğine inanıyorlardı: İsrail kurulmuş ve Kudüs Yahudilerin eline geçmişti. Geriye sadece Üçüncü Tapınak'ın kuruluşu ve yedi yıl sürecek felaketler kalmıştı. Bunun ardından Aziz Michael, Zeytin Dağı'nda belirecek ve Tapınak Dağı'nda Deccal'le savaşacaktı. Bunun sonunda Yahudilerin din değiştirmesi ya da imhası gerçekleşecek ve son olarak İsa ikinci kez gelip bin yıl dünyada hüküm sürecekti.
Sayfa 775 - E-kitapKitabı okudu
Kudüs'ün ele geçirilmesi en seküler Yahudileri bile sevindirdi. Siyon tutkusu öylesine derin, öylesine eski, şarkılara, dualara efsanelere öylesine işlemiş, Duvardan ayrılık öylesine uzun ve acılı olmuş, mukaddesat enerjisi öylesine güçlüydü ki dünyanın dört bir yanındaki, en dinden uzak Yahudiler bile dini bir deneyime yaklaşan ve modern dünyada elde edebilecekleri en üst seviyedeki bir coşku hissettiler.
Sayfa 774 - E-kitapKitabı okudu
Reklam
Haredimin bir kısmı Siyonizm'i kabul ederken, Mea Shearimli Taldot Haron gibi, büyük çoğunluğu kesinlikle Siyonizm'e karşıydı. Tapınak'ı ancak Tanrı'nın tekrar ihya edeceğine inanmaktaydılar. Bu içe dönük, katı ve ayinci mezhep Hasidikler ve Litvanyalılar olarak ikiye bölünmüştür ve ikisi de Aşkenazi lisanında konuşmaktadır. Hasidikler de yedi temel "grubu" esas alan farklı mezheplere bölünmüştür ve her biri mucize sergileyen bir admor ("başöğretmenimiz ve hahamımız" cümlesinin kısaltılmışı) olarak bilinen hahamdan gelen hanedan tarafından yönetilmektedir. Kıyafetleri ve mezhepler arasındaki esrarlı farklar İsrail Kudüs' ünün zaten karmaşık olan yapısını iyice içinden çıkılmaz hale getirmiştir.
Evliya Çelebi, Transilvanya'da Habsburglarla yapılan savaşlar sırasında tuvaletini yapmak için çatışmadan uzaklaştığı sırada bir Avusturya askerinin pususuna düşmüştür, "Öyle ki kendi pisliğimin üzerine düştüm." Dövüşürken, "Kendi pisliğimin içinde yuvarlandık (... ) az daha bok yolunda şehit olacaktım." Evliya sonunda kafiri öldürüp pantolonunu çekmeyi başarmıştır. "Ama hem kana hem de boka bulannuştım ve boktan bir Gazi olduğumu anlayınca gülesim geldi." Daha soma Avusturyalının kellesini takdim ettiği Paşa, "Evliya leş gibi kokuyorsun" demiş, zabitler kahkahayı basmışlardır. Bu olaydan sonra Paşa ona elli altın ve gümüş bir sarık sorgucu verdi.
Titus'un Kudüs'ü yıkma kararının, şehri diğer iki Ehli Kitap için de kutsal bir yer haline getirmiş olması çok ilginçtir. Kudüs' ün kutsallığı en başından beri sadece değişmekle kalmamış, belli bazı kişilerin eylemleri sayesinde de artarak devam etmişti. Titus'tan bin yıl kadar önce, M.Ö. 1000 civarlarında bu kişilerden ilki Kudüs'ü ele geçirmişti: Kral Davud.
Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Mademki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?
782 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.