Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.
En güzel türküsüne gelir sıra, "Kalktı göç eyledi Av­şar elleri" diye başlar Dadaloğlu. Uzun Yayla'ya gitmesi yasaklanmıştır Avşarların. Padişah fermanı çıkmıştır. Ama Avşarlar'ı ve Dadaloğlu'nu padişah fermanı engelleyebilir mi: "Hakkımızda devlet etmiş fermanı Ferman padişahın dağlar bizimdir. " der Dadaloğlu. Yol dağlaradır ve dağları Osmanlı askerleri beklemektedir. Kavga yine kaçınılmazdır ve kavgaya doğ­ru giderken Dadaloğlu son şiirlerinden biri olan bu ünlü şiirinin son dörtlüğünü söyler: "Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur Öter tüfek davlumbazlar vurulur Nice koç yiğitler yere serilir Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.”
< Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri >
Avşarlar, 19. yüzyılda Güneyde yazın Zamantı Çayı kıyılarında, kışın da Çukurova'nın Ceyhan nehrinin sol kıyısında yaşayan Türk oymağıdır... Bu devir Avşarların " al-vur devri " olarak tanımlanır... Bu sıralar birçok oymaklar gibi devletin iskan emirlerini dinlemezler... Kendilerinden yaylak yurtlarında devamlı kalmaları istenir. Buna karşı çıkarlar. Bunun üzerine Çukurova'daki bütün yolsuzlukları ve aksaklıkları ortadan kaldırmak üzere Cevdet Paşa'nın kurup Derviş Paşa kumandasına verdiği Fırka-i İslahiyye 1865 yılında onları yaylak ve kışlaklardan birinde yerleşmeye mecbur eder. Ne yazık ki o sıralar bunların kabul ettikleri yaylaklarına Kafkasya'dan muhacir olarak gelen Çerkesleri yerleştirirler. Avşarlar bu sebepten verimsiz ve dağlık dar topraklarda yerleşmek zorunda kalırlar. Yoksul Türk köyleri arasına katılırlar... ( Ağıtlarındaki içlilik bu çaresizliğin ifadesidir.) İşte bizim Dadaloğlu'na ait bu bozlağımız Avşarlar'ın o " al-vur devri " ne ait güzel bir oymak türküsüdür...
Sayfa 139 - Tercih Sanat KitaplıkKitabı okudu
Reklam
Ben Dünyayı Ali Osman'ın Sanırdım
Yedi iklim dört Köşeyi dolandım Meğer düna her tarafta bir imiş Ben dünyayı Ali Osman'ın sanırdım Meğer dünya dört sultanlık yer imiş İrili ufaklı insan piç oldu Onlar doğdu geçinmesi güç oldu Altı arap atlı şahbaz nic'oldu Mamur sandım yalan dünya çürümüş Okuttuğun tutmaz oldu alimler Kalktı da kitaptan arttı zulümler Terlemeden mal kazanan zalimler Can verirken soluması zor imiş Dadaloğlu'm der ki sözüm vasiyet Benim sözüm dinleyene nasihat Besmelesiz kazanılmış piç evlat O da dünyasına ziyankar imiş
Sayfa 344 - Ürün Yay-Kitabı okudu
SİZİN OLSUN BİNBOĞA'NIN DAĞLARI
Fırsatı ganimet bildi kötüler Böyle kalmaz padişahın çağları Eninize boyunuza eğlenin Sizin olsun Binboğa'nın dağları El kalmamış Binboğa'ya çıkacak İp kalmamış salıncağa takacak Hemen Avşar mıdır başa kakacak
Sayfa 205 - Ürün Yay-Kitabı okudu
ÖRDEKLERİN ÇAĞRIŞIRDI KAZINAN
Çok göresim geldi Binboğa seni Ne hoş olur baharınan yazınan Dirgen Dağı Koç Dağı'nın dengidir Ördeklerin çağrışırdı kazınan Ne kara yazılmış alnıma yazı Varsak da aşiret tanımaz bizi Sarız'dan aşağı Yalak'ın düzü Sağmalların yayılırdı yozunan Kuru Çay'dan Delice'ye aşalım Çapanoğlu eteğine düşelim Elbistanlı kızı helallaşalım Çok emeğin yediyidim tuzunan Dadaloğlu'm der de bu nasıl haldir Seneler sayılmaz kaç tane bıldır Ayını bilmiyom tam dokuz yıldır Puşt Osmanlı duralaştı biziynen 1865'te Fırka'ı Islahiye Ordusu marifetiyle yapılan Sis (Kozan) zorunlu iskan ve sürgününde kendisi yakalanıp Payas Kalesi'nde hapsedilen Dadaloğlu, kanat yaptığı bir hasırla kale burçlarından atlayarak kurtulur ve Bozok'a sürgün edilen aşiretine doğru yola çıkar... Binboğalar civarında onu gören bir kadının kendisini ihbar etmesinden kaygılansa da, kaygısı boşa çıkar ve alır sazı eline Binboğa'nın eteğinde bunları söyler.
Sayfa 208 - Ürün Yay-Kitabı okudu
Neden onu görünce Karışıyor ellerin birbirine Onu görünce neden Kendini bırakıp gidiyorsun giderken Bırakıp gidiyorsun ve sende Sevinç gibi bir acı koyuluyor Öyle durup kalıyorsun gecende Onu görünce sende neden Bin tohum ekiliyor birdenbire Birdenbire nice ürün kaldırılıyor Onu görünce neden hızlanıyor Suların akışı kendi kendine O gidince neden başka birisin Adın başka, susuşun başka, sesin başka O gidince hiç kimse değilsin Tükenmiş bir rüzgârsın ağaçta
Reklam
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.