Hakikat ehlinin kavramları arasında "irâde" vardır. Mürid, irâdesi olmayan demektir. Her mürid gerçekte murâddır. Çünki o Allah'ın murâdıdır. Yani Allah onu istemiştir.
Bir kısmı Ebû Bekir'e gidip dediler ki: 'Senin arkadaşın bu gece Beytü'l-Makdis'e gidip sonra da Mekke'ye geri döndüğünü söylüyor.' Ebû Bekir: 'Eğer O söylüyorsa doğru söylüyordur' buyurdu. Onu tasdik mi ediyorsun? dediklerinde; "Onu bu meselede ve bundan daha olağanüstü meselelerde de tasdik ediyorum. Vallahi, dünyadan yeryüzüne kendisine belli bir saatte Allah'dan vahiy geldiğine dair haber veriyor biz de onu tasdik ediyoruz." O günden sonra Ebû Bekir "Sıddîk" diye isimlendirildi.
Reklam
Namaz bittikten sonra şöyle buyurdu: "Kim bir namazı unutursa, hatırladığı zaman kılsın. Çünkü Allah Teâlâ 'Beni hatırlamak için namaz kıl' (Tâhâ 20-14) buyuruyor."
Zünnûn Misri, Bâyezîd Bistâmî'ye: "Bu gaflet ve rahat ne zamana kadar sürecek, kafile gelip geçti" diye not gönderdi. Bâyezîd, Zünnûn'a dedi ki: "Allah adamları o kimselerdir ki gece sabaha kadar uyur, sonra menziline kafileden evvel ulaşır." Zünnûn onu tebrik etti.
"Ey Enes! Hak geldi bâtıl zail oldu. Bâtıl gidici, mahvolucudur. Ana babaya iyilik bana, Allah'a bin sene nâfile ibâdetten daha sevimlidir."
Nitekim Hakk Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Yeryüzünü beşik, dağları kazıklar olarak yaratmadık mı?"
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.