İstanbul'la aram bozuk bu aralar: 7. Çıkarımlar.
Bir kadının bir kentle nasıl bütünleştiğini, nasıl onunla bir­likte soluduğunu anlatan romanı Mrs. Dalloway’de sabahın er­ken saatlerini şöyle anlatıyor Virginia Woolf: “Bond Sokağı büyülerdi; o mevsim, sabahın erken saatlerin­de; uçuşan bayraklarıyla; dükkanlarıyla; ne bir su sesi; ne bir ya­kamoz; babasının elli yıldır takım elbise satın aldığı dükkanda bir top tüvit; bir-iki inci, buz kabı üstünde alabalıklar. ‘Hepsi bu kadar,’ dedi balıkçıya bakarak. ‘Hepsi bu kadar,’ diye yineledi eldivencinin vitrininde duralayarak. Savaş’tan önce kusursuz denilebilecek eldivenler vardı bu dükkanda. İh­tiyar William amca, bir hanımefendi, pabuçlarıyla eldivenlerin­den belli olur, derdi. Savaşın ortasında bir sabah, yatağında doğ­rulmuş, öbür yana dönmüş. ‘Artık dayanamayacağım,’ demişti. Eldivenler ve pabuçlar; kendisi eldivene pek düşkündü gerçek­ten, ama öz kızı, Elizabeth’i, hiç aldırmazdı böyle şeylere.” Ev kadınlarının ördükleri kozayı küçümserken bir yandan hep aynı barlara, aynı güvenceli dost birleşmelerine gitmeyi öz­gürlük ve yiğitlik sayan, kentin getirebileceği belalardan kork­mayı ilke edinip caddelerini boş bırakan, bir balıkçının sıcak ba­kışları karşısında bile kendilerini “meta yerine konmuş” sayan kadınlardan olmadığıma göre belki de artık tam anlamıyla bir kent sayılamayacak kadınsız İstanbul’la, tam anlamıyla bir kadın sayılamayacak kentsiz ben, ortak bir yazgıyı paylaşıyoruzdur.”
Reklam
"Ne yaparsan yap, istersen kötü adam ol, serseri ol, fakat oku. Bilmek, öğrenmek bir silahtır."
Eskisini bilemeyen, yeniyi anlayamaz, arada bir kıyaslama yapamaz.
"Birşeyin değerini anlamak için onun biraz üstünde durmak gerekiyor."
Daha dün pencereden uzanıp kendine gül koparan ellerin bugün toprağa karışmış sonbahar yaprakları oldu. Artık o dudakların benim adımı söylemeyecek, ayrılan ellerimiz birleşmeyecek.
Sayfa 52 - Hüseyin Siret,Ölümünden SonraKitabı okudu
Reklam
"İnsanın duyguları devam ederse karakterleri de belli olmuş olur."
"İnsan okumakla fazla bir şey kazanmıyor ama işte kabiliyet meselesi."
Mecnun gitti hane-i dehri bana ısmarladı, Bir harap evdir kalır, divaneden divaneye...
Bir büyükbabanız olduğunu öğrendiğiniz hâlde kendisini görmeyi hiç arzu etmediniz mi? Hayır efendim. Kızını kovan bir baba her şeyi göze almış demektir, hem evlâdına karşı ve hem de ondan gelecek bir çocuk varsa ona karşı da sevgiden vazgeçmiştir.
77 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.