Bunu nasıl açıklayabileceğimi tam bilemiyorum ama , yer değiştirirken “bir şeye doğru haraket” bir anlamda bizim yapımızı dağıtıyor, parçalıyor: hem oradayız, hem değiliz çünkü şimdiden başka bir yere doğru gitmekteyiz, bilmem anlatabildim mi?
Bütün bu arayışlar, bütün bu dünyalar… Birbirimize bunca benzer olup da bunca uzak dünyalarda nasıl yaşayabiliyoruz? Ne aynı topraktan ne aynı kandanken, ne de aynı amacın peşindeyken aynı çılgınlığı paylaşmamız nasıl mümkün oluyor?
Askerin gücünü oluşturan şey, ötekine bir yığın işaretler göndererek onun gözünü korkutmak için sergilediği enerji değil, kendi üzerine odaklanarak, kendi içinde yoğunlaştırmayı başardığı güçtür.
Madam Michel'de kirpinin zarafeti var: Dışarıdan dikenlerle zırhlı, tam bir kale, ama bence içinde kirpiler kadar doğrudan bir rafinelik var. Onlar haksız yere duyarsız, uyuşuk görülen, şiddetli oranda yalnız ve korkunç bir şekilde zarif hayvanlar.